İlk hazırlık maçından F.Bahçe'yi yorumlayan en uygun terim, "olgun" olmalı. Geçen senenin çok koşan takımı, bu kez karakterine, "ne yaptığını bilen" hanesini eklemiş. Öncelikle Luciano dışında değişen defans, başlangıçta tereddütler yaratmadı değil. Ama Mannheim'ın bu defansı zorlayacak gücü de yoktu. Rakibi tartmayla geçen ilk 10 dakikadan sonra F.Bahçe, kalitesini sahaya koydu. Öncelikle yeni sol bek Fabiano'nun herkese güven veren bindirmeleri ve soğukkanlı uzun pasları, topun F.Bahçe'de olduğu dakikalarda orta sahanın rakibin presini daha az hissetmesini sağladı.
Perdeyi Tuncay açtı
9.dakikada Ümit'in Tuncay'a attığı nefis pasta değerlendirilemeyen net bir gol tehlikesi vardı. 17'de de sahayı çaprazlama katedip Luciano ile verkaç yaptıktan sonra topu az farkla auta gönderen Fabiano, kendini gösterdi. Brezilyalı sol bekin duran toplarda da çok etkili ortalar yaptığını hissettik. Hatta sık yaptığı bindirmelerde Tuncay'ı da ileriye itmesiyle F.Bahçe'nin oyun düzeni bir anda 3-4-3'e dönüp saha yerleşiminde homojen bir yapı oluştu. 37'de Murat'ın defansın arkasına attığı topta Tuncay, kaleciyle karşı karşıya kalıp temiz vurdu: 1-0. 45'te ise Ümit'in pasında markajda ve zor açıda olmasına rağmen Murat, topu ağlarla buluşturup ilk yarının skorunu belirledi: 2-0.
Kadro derinliği arttı
Deniz Barış'ın hem orta sahanın en olumlu ismi olduğunu hem de hücum aksiyonlarına renk kattığını da söylemek gerekir. Kaptan Ümit, bu kez daha defansif oynadı, Deniz ise sürekli tempolu bir görüntü çizdi. İkinci yarıda 57. dakika biterken teknik direktör Christoph Daum, tüm takımı değiştirdi. Murat Hacıoğlu, sol taraftan ortaladı. Denenen İsviçreli gurbetçi Önder Çengel de farkı üçe çıkardı. 81. dakikada Semih'in attığı mükemmel gol zaten sarı-lacivertlilerin bilinen kadro derinliğinin net göstergesiydi: 4-0. 87'de Murat'ın ortasında Marco Aurelio'nun golüyle F.Bahçe'nin açılış maçı tam anlamıyla bir gol şölenine dönüştü: 5-0. İkinci takıma baktığımızda Fatih, Aurelio, Selçuk, Semih, Serkan gibi önemli oyuncular var. Ayrıca Alex ile Van Hooijdonk da daha kampa katılmadı. Geriden gelenlerin öndekileri zorlayacağı da bir gerçek. Fenerbahçe, bu şartlarda daha disiplinli ve kollektif bir tarzı benimseyerek Türkiye'ye dönecektir.
