6 Şubat'ta 11 ilimizi derinden sarsan depremin yol açtığı tarihte eşine az rastlanan yıkıma birer sansar edasıyla dadanan kirli odakların manipülasyonları sonuç vermeyecektir. Zira halkımız iktidarın imkânlarını ve iyi niyetini de depremi 'siyasi işlemleri' için kullananların art niyetini de gayet iyi biliyor.
Unutmayalım ki felakete maruz kalan 10 il ile buna sonradan eklenen Elazığ, Türkiye'yi bugünlere getiren Anadolu'daki Sessiz Devrim'in birer sarsılmaz kalesidir. Kimse bu kalelerin çökmesine seyirci kalamaz. Bu hakikati en iyi bilenlerden biri de Sayın Erdoğan'dır. Zaten depremin yol açtığı yaraların sarılmasına yönelik sarf edilen insanüstü gayret bu şuurun bir göstergesidir.
Bu bağlamda AK Parti şeffaf yapısıyla bu büyük felaketin sonuçlarıyla yüzleşmekten kaçınmıyor. Yanlışlar, hatalar ve eksikliklerin üzerine gidiliyor. Kusurlar halı altına süpürülmüyor. Hatta iktidar, hak ve hukukuna sahip çıkması için mağdur kesimlere yol gösteriyor. Devletin bütün imkânlarını halkı için seferber ediyor.
İşte bu yüzden deprem üzerinden jeopolitik fay hatlarını harekete geçirip Türkiye'yi vesayet altına alma projeleri yine ters tepecektir.
***
Felaketin büyüklüğünün yol açtığı bazı aksaklıklar ideolojik körlük içindeki kesimlerde zafer sarhoşluğuna yol açtı. Fakat unuttukları bir şey var. Devlet milletine sahip çıktıkça Anadolu'daki Sessiz Devrim'e imza atan iradeye dizgin vurulamayacağını bir kez daha görecekler.***
Kuşku yok ki Sessiz Devrim'in kaleleri depremde büyük hasar görse de Türkiye'nin Anadolu ülkesinden bir dünya devletine doğru yürüyüşü devam edecektir. Bunun en büyük kanıtı da görülmemiş büyüklükteki felaketin ardından millet ve devletin gösterdiği destansı dayanışmadır.