Büyük Türk düşünürü Farabi'nin 'hayvani kuvvet' diye nitelediği kötücül güçlerin ancak 'etkin akıl' ile denetlenebileceği şeklindeki öngörüsü Türkiye'nin kararlı tutumu sayesinde yeniden hayat buluyor.
Kendini zamanın Anka'sı görenlerin akıbetleri yaklaşıyor. Kendi halinde bir 'Kaşıkçı' hırsa ve hışma hapsolanlarla tekebbür sahiplerinin fesat kazanlarını alt üst etti.
Cemal Kaşıkçı krizindeki son gelişmeler bu bağlamda ister istemez Hans Christian Andersen'in halk arasında 'Kral çıplak' diye bilinen ünlü 'İmparatorun yeni giysileri' isimli masalını akıllara getiriyor.
Masalda da vurgulandığı üzere sürü halinde düşünenlerin zamanı gelince nasıl sürü halinde delirdiklerine tanıklık ediyoruz.
Bunun en ironik kanıtı İsrail ve ABD'nin koruma kalkanı altındaki Suudi Arabistan'ın sergilediği tutarsızlıklardır.
Özellikle Suudi savcılığı tarafından önceki gün kamuoyuyla paylaşılan son inceleme raporu büyük tepkilere yol açtı.
Amerikan New Yorker dergisi Suudi gazeteci Kaşıkçı'nın öldürüldüğü 2 Ekim'den bu yana tam beş kez ifade değiştiren Riyad'ın son cinayet açıklamasını 'cevaplardan çok sorularla dolu trajik bir saçmalık' diye niteledi.
***
Fakat Türkiye'nin
hakikati söyleme ve savunma konusundaki dürüstlüğü
ile tehlike karşısındaki cesareti,
kurulu bir saat gibi işleyen bütün kirli planları birer birer bozuyor.
Türkiye'nin kararlı tutumu ve Kaşıkçı için uluslararası soruşturma çağrısı sadece
Suudi Arabistan'ın değil onun hamisi konumundaki
ABD yönetiminin de köşeye sıkışmasına yol açtı.
Geldiğimiz aşamada ABD Başkanı
Donald Trump'ın
Veliaht Prens Muhammed bin Selman'a yönelik koruma kalkanının oldukça zayıfladığını görüyoruz.
Nitekim dün
CIA üzerinden Washington Post (WP) gazetesine yapılan stratejik sızıntılar, bu darboğazın
en bariz örneğidir.
CIA, yaptığı araştırmalar sonucu
Kaşıkçı'nın ölüm emrini Veliaht Prens'in verdiği kanaatine ulaşmış.
CIA'nın üst düzey eski analistlerinden
Bruce Riedel, "Bu cinayetin baş planlayıcısı hiç şüphe yok ki Veliaht Prens'tir. Bunun için olay örtbas edilmeye çalışıyor. Ancak
Riyad'ın beyanatlarındaki çizgiler çok mantıksız" dedi.
Diğer önemli bir açıklama da ABD'nin
eski Riyad Büyükelçisi James Smith'den geldi.
Suudi rejimini iyi tanıyan eski elçi,
en tepe noktadaki isimlerin yeşil ışığı olmadan Kaşıkçı cinayetinin işlenebilmesini
çok zor görüyor.
***
Bütün bu gelişmelerden sonra gözler
Beyaz Saray'a çevrilmiş durumda.
Her ne kadar bazı geri adımlar atsa da hem dünya hem ABD'deki muhalifleri
Trump'ın niyetinden şüphe duyuyor.
Çünkü daha birkaç gün önce ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, "Kaşıkçı'nın ses kaydında
Prens'i zan altında bırakan bir şey yok" derken Trump da Suudi ailesine
'suçlu' muamelesi yapılmasını eleştirmişti.
Ancak Kaşıkçı cinayetinde artık sona gelindi ve
bütün parmaklar Veliaht'ı gösteriyor. Kriminal aşamanın tamamlanmasının ardından
cinayetin jeo-politik sonuçları devreye girecek.
İşte
CIA'nın 'Prens çıplak!' itirafını, Amerikan yönetiminin ön sarsıntıları şimdiden hissedilen bu
jeo-politik depreme karşı ilk
'önleyici savunma' hamlesi olarak görmek lazım.