Malumunuz, Okur Temsilcisi köşe yazılarıyla ilgili şikâyetlerde çok sınırlı bir hareket alanına sahip. Köşe yazılarınının belkemiğini kanaatler, öznel görüşler oluşturuyor. Dolayısıyla bunlara gelen 'bu fikirlere katılmıyorum' türü eleştiriler somutluk açısından geçerlilik taşımıyorlar. Bir yazarın köşe yazısını beğenmiyorsanız, okumazsınız. Karşı fikrinizi paylaşmak için de doğrudan kendisine yazarsınız. Temsilci'ye hala gelmekte olan şikayetler olduğu için bu konuyu zaman zaman hatırlatmakta yarar görüyorum.
Ama köşelerde somut maddi hatalar veya dil yanlışlıkları varsa, ayrıca veri ve bulgularla (istatistikler gibi) manipülatif amaçlı oynanıyorsa, bunların ele alınış yeri elbette ki burası.
Adalet Cingöz'ün 18 Haziran tarihli yazısını da bu nedenle ele alıyorum.
Cingöz, "CHP ve AKP'nin sanat zihniyetini kıyaslıyorum'' başlıklı yazısında, Kalamış Marina'daki gözlemlerini anlatırken, bir bölümde şunlara yer veriyor:
'...Ortamızda dev palmiye ağaçları olmalıydı. Marinanın girişini serinleten, biraz da Miami kıyılarına benzeten bir dev palmiye ağaçları... Ama ağaçların yerinde yeller esiyordu. Yoktular. En değerli eşyamı kaybetmiş de bulamamış aranıyordum. Hatta taksiyi durdurmuş sağa sola bakıyordum. Yok. Yok. Yoktular. Onun yerine bir heykel var: ünlü denizci Sadun Boro eşi Oda Boro ve kedilerinin heykeli. Bu nasıl iştir diye taksi şoförüne sormama gerek kalmadı. Başladı anlatmaya... 'Kestiler' dedi. 'Resmen kestiler... Altı yıl olmuştu. Çok da iyi alışmışlardı buralara palmiyeler. Belediyeden özel izinle götürdüler. Bu heykeldeki adam, dünyayı dolaşmış. Teknesiyle. Bu da karısı ve kedileri. Onlar da dünyayı dolaşmış.
Küçücük teknede. Heykel için ağaçlara kıydılar....' CHP'li Kadıköy belediyesi, heykel için ağaçları, AKP, Kars'ta ucube diye heykeli kaldırıyor.'
Bu ifadelere itirazlar geldi.
Yeni Asır Istanbul Temsilcisi ve Sabah köşe yazarı Turgay Noyan, yazıda geçen Sadun Boro heykelini yaptıran kişilerden biri olduğunu hatırlatarak, Okur Temsilcisi'ne başvurdu. Noyan Cingöz'ün bilgi almak için kendisine başvurmamasına sitemkâr.
Şöyle yazıyor: 'Sadece bir gazetecinin değil vicdan sahibi sıradan bir insanın bile bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olamayacağını düşünüyorum. Bunu bir gazetecinin yapması daha da kötü...' Noyan, Cingöz'ün 'gerçekleri tahrif ettiğini' düşünüyor. 'Palmiyeler kesildi' ifadesinin Kadıköy Belediyesi'nden kontrol edilmeden yazılmasını eleştiriyor.
Noyan'a göre, orada üç palmiye vardı. Bunlar 'dev' değildi.
'Palmiyeler çalı gibi pek kolay yer değiştirilebilen bitkilerdir' diye ekliyordu Noyan.
Ardından, Kadıköy Belediyesi de bir düzeltme gönderdi.
Kısaltarak aktarıyorum:
'Köşe yazınızda yer alan Kadıköy Belediyesi'nin heykel için ağaç kestiği iddiası doğru değildir. palmiye ağaçları kesilmedi. Sadun ve Oda Boro ile Amatör Denizciler Anıtı'nın konması gündeme gelince palmiyelerimiz belediyemiz Ağaç Nakil Komisyonu'nun kararıyla, zarar verilmeden topraklarıyla yerinden söküldü, Kozyatağı'nda bulunan Sarmaşık Parkı'na ve Kalamış'taki Gençlik Merkezi önünde daha önce kuruyan başka bir palmiyenin yerine nakledildi. Kesildiği konusunda endişelendiğiniz palmiyeler yeni yerlerinde yaşamaya, Kadıköy'ümüze güzellik katmaya devam ediyorlar.'
Eleştiri ve açıklamalar böyle.
Şimdi yoruma gelelim: Cingöz'ün verdiği 'bilgi'ler, bir taksi şoförünün ona anlattıkları üzerine kurulu. Şoförden alıntıları ardından yazının son bölümüne aldığı kendi görüşleri ve vardığı sonuç da, denetlenmemiş verilere dayalı. Bu tür anlatımları, hele suçlama da içeriyorlarsa, mutlaka ilgili taraflara kontrol ettirmek gerekir. Bu yapılmamış.
Ayrıca köşe yazarları gelen açıklamaları dikkate almalı ve (bunun gibi) gerekli hallerde düzeltmeleri yapmalıdırlar.
Bu, sorumluluğun gereğidir.