SABAH'I özel kılan, başka hiçbir gazetede olmayan bir özeleştiriye sonuna kadar açık olması. Dürüst gazeteciliği ötekinden ayıran esas, hayati çizgi, içinden geçtiğimiz bu süreçte, bu tavrın varlığı veya yokluğudur.
Ergenekon davasına gazetecinin demokrasi dışında her şeyden bağımsız, eleştirel gözlüğüyle mi bakacağız, yoksa mürşitler, çıkarlar, darbe veya intikam tutkusu öyle gerektiriyor diye onun kayıtsız koşulsuz " yanında " veya kayıtsız koşulsuz "karşısında" mı?
Bu soruya kamu önünde cevap veremeyen gazeteci samimi değildir.
Dürüst olmayan gazeteci, gazeteci sayılamaz.
Hafta içinde yukarıda özeleştirisini yaptığımız manşeti eleştirenler arasında, bile isteye çarpık prizmalardan bakanlar, eski "günahlarının" unutulduğunu, unutma nedeniyle itibarını geri kazandığını sananlar da vardı.
Örneğin, "başyazar" ve "konsey başkanı" Oktay Ekşi.
Buna " Kirli Gazetecilik " başlığını uygun bulmuş.
Hafıza kuvvetlidir. Okurlardan Ali Ayçiçek şöyle yorumlamış Ekşi'nin yazısını:
" Ekşi'nin makalesi eminim hepinizin dikkatini çekmiştir, birçoğunuzu da güldürmüştür. Bir ömürlük gazetecilik hayatında temiz gazetecilik adına gösterebileceği en ufak bir örneği yokken, hatta temiz gazetecilik adına gösterdiği örnekte bile insanın aklını havsalasını donduracak tipte cümleler kuran Sayın Ekşi kendini okuduğunda ne hissetti acaba? Sayın Ekşi, ben Sayın Dalan'ın bir suça karıştığını bilmiyorum. Varsa da mahkemeler illa ki birgün karar vereceklerdir. Eğer Dalan (ile ilgili) ya tersi çıkarsa ne yapacaksınız? 'Alçakları Tanıyalım' tecrübesi yaşayan biri olarak hiç mi ders almadınız?
Bu gazeteciliğin hiç mi bir yaptırımı olmayacak? İnsanlar yanılabilir ama, aynı konuda defalarca yanılacaksanız, imkânlar sizin olduğu için yanıltmaya devam edin. Bu mühimmat sizin ideolojinize ters birilerinde çıksaydı ne yapardınız, bir düşünün bakalım."
Hafıza bu işte.
O nedenle, önce başyazarı olunan gazetenin Ahmet Kaya, Osman Baydemir, Akın Birdal vb. kişilere, başkalarına "yargısız infaz" niteliği taşıyan manşetlerine, haberlerine özeleştiri yapacak ve pişmanlık belirteceksiniz.
Başyazarı olunan gazetenin ombudsman köşesini neden kaldırdığını araştırıp samimiyetle yazacaksınız, ancak ondan sonra başka gazetenin, meslektaşın " kirine pasına " karışacaksınız.
Kirli geçmişin unutulacağını sananlar için ders çoktur.