Bunca yıllık okur temsilciliği tecrübesi, diğer ülkelerde benzer işleri yapan kişilerin tecrübesiyle şu noktada buluşur:
Gazetelerdeki hataların asıl sorumlusu editörlerdir.
Yani gazetenin "mutfağında" oturup, günlük yemek mönüsünü hazırlayan ahçı ekibi.
Yazı işleri tayfası.
Sayfaların içeriğine, sağına soluna, altına üstüne hükmeden ekip.
Esas kararları bu ekip mensupları verir.
Her sabah, erken saatlerden itibaren kapı önüne yığılmaya başlayan haberlerin hangilerinin "içeri" alınıp hangilerinin alınmayacağı, onların işidir.
Buna İngilizce meslek jargonunda, bu yüzden "gatekeeper" (kapıcı, kapı muhafızı) diyoruz.
"Kapıcı"ların tecrübe birikimi, ilkelere bağlılığı, birden fazla dil bilmesi; ulusal ve uluslararası basını izleme alışkanlığı, bağımsız düşünme ve cesaretle bunları savunma melekeleri her türlü şüphenin üzerinde olmalıdır.
"Kapıcı"ların günlük çalışma kriterleri nettir:
Haber doğru mu? Kaynakları zengin mi?
Saklı kimlikli kaynak varsa bunlara ne kadar güven duyulmalı?
Sağlamlık için başka yerlere doğrulatılması gerekiyor mu?
Haberde "denge" yerli yerinde mi? Söz hakkı tanınması gerekenlere ulaşılmış veya ulaşılmaya çalışılmış mı? Haber bütününde hakkaniyetli, adil yaklaşımın damgası var mı?
Kurgu düzgün mü? Metin kendisini düzgün dil ve cazip bir üslupla okutuyor mu, yoksa aksıyor mu? Dil yersiz unsur, abur cubur içeriyor mu?
Muhabir habere kendi yorumunu katmaya kalkmış mı?
Haber herhangi bir kişi veya kurumun reklam veya propaganda niyetlerine açık veya gizli biçimde hizmet ediyor mu?
Okuru "dolduruşa getirici" manipülasyon var mı?
Bunlar ve benzerleri, "kapıcı" editörlerin gündelik "olmazsa olmaz"ları.
Bunlara uymayan haberler, kapıcıların yeterli şüphe ve titizlikle çalıştığı her gazetede "kapı dışı" kalırlar.
Onlara tanınan yetkiler, gazetenin hatasız ve güvenilir olup olmadığında kilit unsurlardır. "Kapıcı" editörler, temel mesleki kriterlerin emrettiği ölçüde acımasız davranırlar. Ama bu acımasızlık, tahakküm amaçlı olamaz. Editör, haberin daha iyi "pişirilmesi" için direktif vermek yerine, servislerin şefleri ve muhabirlerle doğrudan iletişim kurarak, "tartışarak" yol göstermelidir. Böylesi davranış, onların tecrübelerinin gazetenin diğer hücrelerine de eğitici amaçlı olarak akmasına yol açar.
Bunları ne için yazıyorum? Okurlarla gazetenin bağında yazı işleri "kapıcıları" ne kadar hayati bir kavşak noktasında, onu anlatmak için. Gazetenin kimliğini, algılanmasını çok büyük ölçüde onun yazı işleri tayin eder. (Bunu sadece köşe yazarlarının kimliğine, kompozisyonuna mal etmek onlara haksızlık olabilir.)
Kriz dönemleri, haberciliğin sorunlarının daha çok teşhir edildiği, tartışmaya açıldığı dönemler. Ve, tavukyumurta misali, kalitesiz habercilik, "misyoner" gazetecilik ve köklü hatalarda ısrar, yeni krizleri körüklüyor, onları besliyor.
Türkiye'de basının da o gerilerde kalmış istikrara kavuşması için başlanacak bir nokta, belki de, "kapıcı" editörlerin kalitesine, bağımsızlığına odaklanmak.