SABAH'ın 21 Nisan tarihli başsayfasında sürmanşet haber, Ünlü Doktora Ağır Dava başlığıyla yer aldı.
Özetle şunu anlatıyordu haber: Ayşe K. gebelik takibi için jinekolog Dr. Alp Nuhoğlu'nu ve kadın doğum uzmanı Dr. Cengiz Alataş'ı seçmiş. Bebek geçen yıl nisan ayında down sendromlu ve kalbi üç yerinden delik halde doğmuş. Bunun üzerine Ayşe K. ve eşi İsmet K . uzman olmalarına rağmen bebeğin özürlü olduğunu tespit edemedikleri için, "ağır kusur"dan iki doktor aleyhinde 200 bin YTL'lik tazminat davası açmışlar. Dava devam ediyormuş.
Haber böyle. İç sayfada iki bölümden oluşan haberde bir bölümde dava süreci gelişmesi anlatılıyor, diğer bölümde de Dr. Nuhoğlu'nun evvelce başka özürlü doğum riski üzerinde yaptığı açıklamalar var.
Okurumuz Ömer Kılıç, haberin verilişinde hakkaniyetli olunmadığı kanısında.
Haberde yeterli bilimsel veri sunulmadığını, doktorlar aleyhinde peşin hüküm verildiği izlenimi doğduğunu öne süren Kılıç, "gebelikte yapılan 2 ve 3'üncü testler tarama testidir; sonuçlar kesinkes hastalık var veya yok bilgisi vermez" diyor. Ve bu tip haberlerin yapılmasında uzmanlara danışılması gereği üzerinde duruyor.
Ben de şunu eklemeliyim: Söz konusu olan haber, henüz sonuçlanmamış bir dava haberi. Hüküm verilmemiş, iş yargıçların. Bu tip haberlerde, taraflara söz hakkı tanınması ve farklı görüşlerin yansıtılması hakkaniyet ve denge adına esastır, vazgeçilmezdir. Haberin sayfadaki halinde Dr. Nuhoğlu ve Dr. Alataş'ın bu davayla ilgili görüşleri yok.
Muhabirle konuştum. Haber tatil günü yapıldığı için doktorlara ulaşılamamış. Bu eksikliğin servis yönetimi veya yazı işleri düzeylerinde görülmesi gerekirdi.
Dr. Nuhoğlu daha sonraki günlerde bir açıklama yapmış ama o da gazetede yer almamış. Almalıydı. Biz yargılamıyoruz, görüşleri aktarmakla yükümlüyüz.
Bu temel gazetecilik ilkesini bir türlü benimseyemedik.