OKURLAR bu hafta bir başka başlığa da sert tepki gösterdi.
Günaydın ekinde manşete taşınan hadise şuydu: NTV'nin haber spikeri Ece Özbek eşinden boşanmak üzere olduğu belirtilen Lemi Gülman'la Roma'da bir tatil geçirmiş, bu da "gizli ilişki" söylentilerini tetiklemişti. Haberde, Ece Özbek'in eski futbolcu Arif'le flört ettiği, evlilik için başını kapatmanın şart koşulması üzerine ilişkiyi bitirdiği, Arif'in de bunun üzerine "başı açık olan" bir hanımla evlendiği de öne sürülmekteydi.
Gelen tepkilerden başlığın çok farklı yorumlandığını anlıyorum.
Feminist olduğunu belirten iki okurumuz "siz kadınların yaşam haklarına, tercih özgürlüklerine karşı mısınız?" diye sordu.
Başlığı "kadınları aşağılayıcı" bulmuşlar.
Bir başka okurumuz, telefonda öfkesini yatıştırdıktan sonra, "Bir insanın aşkını, ilişkilerini neye göre başlatıp bitirdiğine siz karar verdiğinize göre, herhalde ruh okuyan bir alet icat ettiniz" diye söylendi.
Bir okurumuz da bizi "dinci basınla aynı çizgiye geldiniz" diye suçladı.
Bu başlık ne demek istiyor?
Bir hanımın başörtüsü ile gayrimeşru ilişki arasında tercih yaptığını mı?
Ama bir ilişki zaten çoktan bitmiş.
"İyi" bir tercih yerine "kötü" bir tercih yaptığını mı?
Neyin iyi veya kötü olduğuna o birey mi, toplum mu, gazete mi karar vermeli?
"Başörtüsü tak" dediği halde lafı dinlenmediği için evlenmeyen Arif, başı açık bir başka kadınla evlendiğine göre ilişkiyi bitiren acaba başörtüsü değil miydi?
Görüldüğü gibi ortada karmaşık bir durum var. Bu karmaşık durumdan böyle bir manşet çıkınca, okurlar haberle ilişki kuramıyor ve daha beteri, sorgulamayı, hiç gerekmediği halde, gazetenin ideolojik çizgisine kadar vardırıyor.
Şu mesleki atasözünü bir yerlere asalım: Başlıkta zorlama, gazeteyi zorlar.