GAZETEDE İngilizce ifadelerin kullanılması, okurlarda tepki yaratıyor.
Necah Büyükdura'dan aldığım mektup şöyle:
"Çoğu zaman gerekli değilken, gazetede nedense yabancı dilde deyimler yer almakta... Bu durumlar daha çok, adı belirtilmiş muhabir veya özel köşesinde yazan biri olduğunda görülüyor. SABAH'ın 16 Temmuz tarihli "PAZAR" ekinin sayfasında, Şebnem İyinam imzalı yazının resim üstünde, " 16 yaşındaki Melis'in over dose'dan ölümü... " ifadesi yer almış. Şebnem Hanım, sanki İngilizce bildiğini belli etmek istiyor; ama " overdose " sözcüğünün imlasını bilmiyor. Üstelik " Aşırı doz'dan ölümü.. " diyebilirdi."
"17 Temmuz tarihli sayıda ise " EU Lost in Translation: Çeviriye 1 Milyar Euro " diyen bir başlık gördüm." Lost in translation " deyiminin ne anlama geldiğini SABAH okurlarının ne kadarı bilebilir? Üstelik, haberde anlatılan, çeviri masrafı dolayısıyla kaybolan paradan söz edilmekte; fakat başlıktaki deyim, "Başka bir dile çevirisi yapılan bir ifadenin, çeviride anlam kaybına uğraması durumları için kullanılan bir deyimdir; para kaybı için kullanılmaz."
Büyükdura ilk eleştirisinde haklı. Çünkü doğru ifade "overdose", yani birleşik yazılıyor. Sabah ek ekibi doğru kavramı metne koymuş, ama ayrı yazımlı yanlış ifadeyi spottan çıkarmayı unutmuş.
İkinci eleştiride Büyükdura'ya hak vermiyorum.
Çünkü orada bir ifade oyunu var.
"Çeviride kaybolan AB" gibi bir ifadeye başvurulup, para kaybının birliğe olumsuz etkisi vurgulanmış.
Öte yandan, okurumuzun "lost in translation deyiminin ne anlama geldiğini kim ne kadar bilebilir?"sorusunun üzerinde uzun uzadıya düşünmekte de yarar var.