Geçen yıl CHP ile HDP arasında bir ittifak konusu açıldığında 6'lı Masa'nın tüm üyeleri toplu olarak itiraz ediyordu. Hepsi böyle bir ittifakın asla mümkün olmadığını söylüyordu. Seçime bir ay kala bu durum bambaşka bir hâl aldı. Şimdi HDP ile değil, doğrudan PKK ile bir ittifaktan bahsediliyor. PKK'nın elebaşları Mustafa Karasu, Murat Karayılan, Duran Kalkan, Bese Hozat ve son olarak Remzi Kartal açık açık Kılıçdaroğlu'na oy istediler. Masanın sözde milliyetçi ve muhafazakâr üyeleri bu desteği "İstemem ama yan cebime koy" şeklinde karşıladı.
PKK'nın gazeteleri "Öcalan'a özgürlük, genel af ve özerklik" başta olmak üzere birçok konunun CHP ile pazarlık masasına yatırıldığını yazıp çiziyor. PKK cephesinde durum bu
HDP/PKK ORTAKLIĞINI ARTIK GİZLEMİYORLAR
CHP'liler ise PKK elebaşlarının Kılıçdaroğlu'na verdiği destekten asla rahatsız değiller. Önceden utangaç bir ses tonuyla geçiştirilen PKK ile ittifak meselesini artık canlı yayınlarda açıklamaktan çekinmiyorlar. Bu siyasetçilerden biri de CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu. Hani şu Türk savunma sanayiini yok etmeye kafayı takmış, FETÖ'nün her eyleminde en ön safta yer alan siyasetçi. CHP'nin TV kanalında canlı yayına çıkan Sezgin Tanrıkulu, seçimlerden sonra Meclis çatısı altında PKK ile müzakere sözü vererek "Adım adım parlamentoda bu diyalog sürecini yürüteceğiz" diyor.
Atatürk'ün kurduğu partinin bir milletvekili canlı yayında "PKK ile müzakere" sözü veriyor. Peki bu açıklamayı kendi başına yapabilir mi? Demek ki HDP ile yapılan müzakerelerde PKK ile müzakere, özerklik ve Öcalan'a özgürlük meselesi masaya getirilmiş. Demek ki günlerdir ortaya atılan iddialar komplo teorisi falan değil gerçeğin ta kendisiymiş. Peki bunları neden toplumdan gizliyorlar? Sezgin Tanrıkulu canlı yayında bunları itiraf etmeseydi bu kirli pazarlıktan hiçbirimizin haberi olmayacaktı.
Peki masanın diğer ortakları bu durum hakkında ne düşünüyor, çok merak ediyorum. Meclis'te sağa sola mermi kovanı fırlatan Meral Akşener'den bir tepki gelecek mi? Ya da "Kandil'i bitireceğiz" diyen Mansur Yavaş'tan... Hiç sanmıyorum.
SEÇİM DEĞİL VAROLUŞ MÜCADELESİ
İlginç bir dönemden geçiyoruz. PKK'nın siyasi kanadında yer alan isimlerin daha önce Meclis'te yer aldığını biliyorduk. Şimdi FETÖ'nün siyasi kanadında yer alan bazı kripto isimler, CHP ve İyi Parti listelerinden kendilerine yer bulmayı başardı. Bunların niyeti ülke yönetmek falan değil. Hepsinin tek bir amacı var: Erdoğan'ı iktidardan uzaklaştırarak Türkiye'yi küresel efendilerine kayıtsız şartsız teslim etmek için sıra bekliyorlar. Kutsal bir hassasiyet ya da vatan sevgisine dair hiçbir duygu kırıntısı taşımıyorlar.
Yaklaşık bir yıldır bu seçimlerin önemini yazıp çiziyorduk. Şimdi 14 Mayıs seçimlerinin önemi bir kat daha arttı. Artık bu yarış Erdoğan ile Kılıçdaroğlu arasındaki bir seçim mücadelesinin çok ötesine taşındı. Bu seçim değil, bir varoluş mücadelesi. Kime oy verirseniz verin ama bunları aklınızdan çıkarmayın.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz