Sanki dünyada değil de bir tiyatro sahnesinde yaşıyoruz. Almanya'daki bir grup kraliyetçi ve hanedan üyeleri, çeşitli kentlerde organize olup devleti ele geçirmeyi denemişler. Ama darbe planları deşifre olmuş. İşin ilginç yanı, Almanya'daki bu garip darbe planı başka Avrupa ülkelerinde de destek bulmuş.
Bu yapılanmanın 21 bin üyesi varmış. Az bir rakam değil. Kendilerine "Reichsbürger" adını veren bu aşırı sağcı örgüt, başarılı olması durumunda ülkenin başına Frankfurt'ta emlakçılık yapan Prens 13. Heinrich'i geçirecekmiş. Amaçlarına gelince... 1800'lü yılların Alman İmparatorluğu'nu geri getirmeyi planlamışlar. Cumhurbaşkanı ve bakanları kaçırmak dahil her şeyi planlamışlar. Gölge kabine bile kurmuşlar.
Alman istihbaratı olayı ortaya çıkarınca 137 noktaya baskın düzenlenmiş. Örgütün şimdilik çökertildiği açıklanmış.
Tuhaf olan ne biliyor musunuz? 2022 yılında Avrupa'nın göbeğinde, dünyanın en gelişmiş ve en güçlü ülkeler sıralamasında dördüncü olan Almanya'da 20 bin kişi bir araya gelerek darbe planı yapabiliyor.
Pandemiyle birlikte dünyanın ayarı bozuldu. Almanya'daki darbe girişimine şaşırıyoruz. Peki geçen yıl ABD'de darbe girişimi olmadı mı? Hatırlarsanız, 6 Ocak 2021 tarihinde ABD Kongresi binlerce kişi tarafından basılmıştı. O baskını organize edenler hâlâ darbe davasından yargılanıyor.
Darbeci FETÖ'cülere kol kanat geren Almanya, artık iltica başvurularını kabul ederken bir kez daha düşünür diye tahmin ediyorum.
***
MASADA KARTLAR YENİDEN DAĞITILIYOR
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ın Vatikan'daki papalık seçimine gönderme yaparak, "Adayımız belli olunca beyaz duman tütecek" demesi üzerine 6'lı masa ciddiyetini tamamen yitirip artık siyasi mizah konusu oldu.
Kılıçdaroğlu'nun büyük umut bağladığı ve "Dünyaya meydan okuyacağım" dediği vizyon bildirisi, CHP seçmeni tarafından bile ciddiye alınmadı. Böylece Kemal Bey'in en büyük kozu da boşa çıkmış oldu.
Akşener ve bazı İyi Partililer hâlâ Kılıçdaroğlu'na defans yapmaya devam ediyor. Ekrem İmamoğlu medyada haber olmak için elinden geleni yaparken Mansur Yavaş, Ankara'da sessiz sedasız bekliyor. Herhalde birileri, "Mansur Bey sakın konuşmayın, konuşursanız bu ülkeyi yönetecek bir altyapınız olmadığı ortaya çıkar ve tılsım bozulur" demiş olsa gerek. Hiç sesi çıkmıyor ve belki de kendisi açısından doğru olanı yapıyor.
6'lı masanın son anayasa toplantısının en heyecanlı yerinde uyuyakalan Saadet Lideri Karamollaoğlu ise Abdullah Gül isminden vazgeçmiş değil. Bu arada Abdullah Gül'ün sağlık sorunlarıyla ilgili haberler geliyor. Kendisine acil şifalar diliyorum. Babacan ve Davutoğlu ise "İstediğimiz milletvekili sayısını verin, biz her yola geliriz" gibi bir duruş sergiliyor.
Peki biz bu adayları konuşurken aradan bir sürpriz çıkar mı? Bu soruya cevabı arkadaşımız Mahmut Övür'ün dünkü yazısında okuduk. Övür'ün sürpriz adayı Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş. CHP kulislerinde adı, etliye sütlüye karışmayacak sembolik aday olarak geçiyormuş.
Masada durum özetle böyle. İktidar kanadı ise toplumun tüm beklentilerine ve kronikleşmiş sorunlara çözümler üreterek yoluna devam ediyor. Muhalefetin inandırıcılık sorunu artarak devam ederken, Cumhurbaşkanı Erdoğan kararsızların oylarını toplamayı sürdürüyor.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz