Dünyadaki önyargılar ve çifte standartlar dayanılmaz hâle geldi. Çok somut bir örnek, Ukrayna-Rusya Savaşı'na bakış açısından verilebilir. Ukrayna gerek Avrupa gerekse Amerika tarafından kışkırtılarak Rusya'yla arasını açtı.
Putin eskiden Sovyetler Birliği'ne ait olan bu toprağı "tarafsızlaştırmak" için askeri müdahale yolunu seçti. Rusya'nın "tarafsızlaştırma" tanımı, ülkeyi "Nazilerden ve NATO'dan temizlemek" başlıklarını içeriyor.
Şu ana kadar Batı dünyası, yani Avrupa ile Amerika, Ukrayna'ya milyarlarca dolarlık askeri ve mali yardım yaptı. Batı cephesi ve medyası, Rusya'yı bir savaş suçlusu olarak göstermek için elinden geleni yapıyor.
Gelgelelim aynı dünyada bir de İsrail ile Filistin örneği var. Bilindiği gibi İsrail, Filistin toprakları üzerine kuruldu. İsrail, yaşanan her savaşta Filistin ve Arap devletleri aleyhine topraklarını genişletti. Örneğin Kudüs, Ürdün'ün; Golan Tepeleri ise Suriye'nindi. Ama her fırsatta Filistinlilerin hakları yok sayıldı.
Filistinlilerin ve bütün Müslümanların kutsal mekânı olan Mescid-i Aksa sürekli İsrail tarafından tecavüze uğradı. Filistin'de yaşayan insanlar her fırsatta öldürüldü. Dünya bu konuya hiç ilgi duymadı.
Rusya'yı "savaş suçlusu" olarak görenler, İsrail'e "barış meleği" gibi baktılar. Daha geçen hafta İsrail askerlerinin kurşunlarıyla Filistinli siviller öldürüldü. Dünya çifte standartlarda ölçüyü kaçırıyor.
ÇOK KUTUPLULUĞA GEÇİŞ
Türkiye olarak biz de bu çifte standardı her alanda yaşamıyor muyuz? Mesela biz Avrupa Birliği'ne alınmıyoruz ama Kıbrıs Rum Kesimi alınıyor. Mesela, Yunanistan'a F-35 veriliyor ama bize F-16 bile verilmiyor.
Amerika'nın düşmanları anında "terörist" ilan edilirken Türkiye'nin düşmanları "sivil toplum ve barış örgütü" sayılıyor. Yani böyle bir dünya insanı bunaltıyor ve buna bir çare bulunması lazım.
Geçiş sancılarını yaşadığımız "çok kutuplu dünya", belki de bu derde derman olacak.