ABD Başkanı Biden, Rusya Devlet Başkanı Putin'i ağır dille eleştirdi, nükleer silah kulanamayacağını söyledi ve ikili görüşme konusunda 'Hiçbir gelişme yok' dedi. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov da ikili görüşme konusunda benzer bir açıklama yaptı. İki nükleer süper gücün bu tepişmesinden en büyük zararı gören Avrupa'dan ise hâlâ bir ses yok. 30 Avrupa ülkesinin kaderi akli melekeleri yerinde olmayan ve dünyayı felakete sürükleyen bir ABD Başkanı'nın iki dudağının arasında.
Dünya siyasi, ekonomik ve enerji krizleriyle boğuşurken çözüm üreten tek bir ülke var: Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğindeki Türkiye. Erdoğan bugün Putin ile çok kiritik bir görüşme gerçekleştirecek.
Putin, Erdoğan ile yapacağı görüşmede neler konuşulacağının ipuçlarını dünkü çok önemli konuşmasında verdi. Putin, "Türkiye'de büyük bir gaz merkezi oluşturabiliriz. Türkiye'de Avrupa için doğalgaz merkezi kurabiliriz. Rusya, kışın dahil Avrupa'ya enerji sevkiyatını hazır" dedi.
Putin bu açıklamaları yaparken Rus enerji şirketi Gazprom, "Karadeniz'de sevkiyat tesisleri kurmaya ve Türkiye - AB sınırında gaz ticareti için platform oluşturmaya teknik olarak hazırız" şeklinde bir açıklama yaptı. Enerji Bakanı Dönmez de "Doğalgaz merkezi teknik açıdan mümkün" diyerek Türkiye'nin olumlu yaklaşımını ortaya koydu.
Erdoğan ile bu konuda müzakere yapılmadan Putin ve Gazprom'un böyle bir açıklama yapmasını bekleyemeyiz. Önümüzdeki günlerde bu projenin hızlı bir şekilde hayata geçeceğini görebiliriz.
Peki tüm bunlar ne anlama geliyor? Türkiye gıda krizinden sonra enerji krizinde de adım adım çözüm merkezi haline geliyor. Batı Türkiye'yi gözden çıkarmaya niyetlense de Erdoğan'ın liderliğinde yapılan hamleler Türkiye'nin önemini her geçen gün daha da arttırıyor. Bugün, sadece Türk medyasında değil Avrupa basınında da "Enerjide kilit ülke Türkiye" başlıklarını okuyacağız.
Şimdi Avrupa, Rusya'nın bu hamlesine ne karşılık verecek? Merak edilen soru bu. Kış boyunca donmayı ve ekonomilerinin çöküşünü izlemeyi mi tercih edecekler, yoksa ABD'ye rağmen Rusya ile masaya oturmayı kabul mü edecekler?
Türkiye'deki muhalif kalemler ise Türkiye'nin enerjide Avrupa'nın çözüm merkezi olmasından çok rahatsız. "Erdoğan gitsin de ne olursa olsun" mantığı ile hareket eden CHP medyası gün boyunca sosyal medyadan "Putin, Erdoğan'a mı çalışıyor" başlıkları attı. Ben şaşırmadım doğrusu...
***
KILIÇDAROĞLU ABD'DEN İCAZET ALABİLDİ Mİ?
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ABD seyahati, kendi partisinin gözlemcilerine göre 'tam bir fiyasko' ile sonuçlandı. Kayda değer hiçbir görüşmede bulunamayan Kılıçdaroğlu'nun, randevu alma konusunda çok ciddi sıkıntılar yaşadığı belirtiliyor. Kılıçdaroğlu'nun ABD gezisini, Future Bright ajansının organize ettiği öğrenildi. Bu ajansın sahibinin Yugoslavya'nın parçalanması sürecine destek verdiği söyleniyor. Kılıçdaroğlu'nun ABD programında iki tane de düşünce kuruluşu var.
Bu kuruluşlardan birinin adı Center of American Progress diğeri German Marshall Fund. Bu düşünce kuruluşlarının da Rand ve Stratfor gibi "Gölge CIA" oluşumları. Özetle, Kılıçdaroğlu mevcut Amerikan yönetimi ile doğrudan bir ilişki içerisine giremese de onların etki alanındaki istihbarat oluşumlarıyla çok yakın temaslar kurdu. Siyasi kulislere göre, Kılıçdaroğlu'nun Amerika ziyaretini 6'lı masaya ve partisine "icazet aldım" diye satacağı söyleniyor.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz