Son yaşanan gelişmeler "Yunanistan huy mu değiştiriyor?" dedirtti. Bugüne kadar Türkiye'den firar eden bütün kanun kaçaklarına kucak açan Yunanistan, artık bunları geri çevirmeye başladı. Bir süre önce terörden aranan HDP'li bir kadın, Yunanistan'a kaçmak üzereyken, Yunanlılar cebindeki 350 bin lirayı alıp kadını geri verdiler. Son olarak 7 FETÖ'cü Yunanistan'a kaçtı. Yunanistan bunları da geri verdi.
Yunanistan'ın Türkiye'nin iyiliği için bir şey yapacağını düşünmek zor olduğu için bu davranış değişikliğinin sebebini anlamakta güçlük çekiyoruz. Ancak şöyle bir mantık yürütebilirim: Küreselciler aralarına terör örgütleriyle mesafe koyup "vekâlet savaşlarını küçük ve orta boy devletler üzerinden götürme" kararı aldılar. Bunun en güzel örneği Ukrayna. Tabii durum böyle olunca bir anda PKK ve FETÖ, Yunanistan ile rakip haline geldi. Belli ki Amerika, Türkiye'yi sıkıştırmak için artık FETÖ'den veya PKK'dan çok Yunanistan'ı kullanacak ve kullanıyor. Yunanistan da rakiplerini iade ederek zayıflatıyor.
PKK'ya TIR'larla yollanan silahlar bir işe yaramadı. Şimdi Yunanistan'a silah yığınağı yapılıyor ve en son teknoloji uçaklar veriliyor. Anlayacağınız, dünya hızla değişiyor ama bazı şeyler hiç değişmiyor.
MİNİK MUHAMMET'İN DRAMI
Türkiye, teyzesinin çöp evde esir tuttuğu Muhammet'in dramını konuşuyor. Eve gelen belediye temizlik ekibi tarafından bulunan minik Muhammet'in aylardır çöplerin içerisinde aç ve susuz ölüme terk edildiği ortaya çıktı. Teyzesi gibi annesinin de çöp evde yaşadığı tespit edildi. Teyze kirayı ödeseydi, evi tahliye etmek zorunda kalmayacaktı ve 9 yaşındaki Muhammet belki de yıllarca esir hayatı yaşamaya devam edecekti.
Bence burada kendimize şu soruları sormalıyız: Anne ve teyzesinin dışında Muhammet'i tanıyan kimse yok muydu? Komşuları, çalışma arkadaşları, akrabaları bu çocuğun dramına son vermek için bir şey yapamazlar mıydı? 9 yaşında çocuğun bir yıl boyunca evden çıkmaması, o evden kötü kokular gelmesi, teyzenin tuhaf yaşam tarzı kimseleri rahatsız etmedi mi? Muhammet'in okula gitmemesi, ilköğretimin mecburi olduğu ülkemizde yetkililerin dikkatini çekmedi mi?
Bu soruları çoğaltabiliriz. Ancak hiçbir cevap, küçük çocuğun yaşadığı 9 yılın korkunç travmasını ortadan kaldırmayacak. Muhammet'in tek bir fotoğrafını gördüm. Utancından yüzünü kapatıyordu. Bence utanması gereken bizleriz. Kaybolmaya yüz tutan insanlığımız.
6'LI MASA YİNE KARIŞTI
Seçimler yaklaştıkça 6'lı masanın karışacağını yazıp çizmiştik. Ancak bu süreç beklediğimizden hızlı başladı. Pervin Buldan ve Meral Akşener polemiği bitmeden ittifakın iki muhafazakâr ortağı da birbirine girdi. İttifak tartışması yüzünden DEVA ile Gelecek partileri sosyal medya üzerinden sert bir tartışmaya girdi. İçine girdikleri yarış ise Tayyip Erdoğan'a düşmanlık yarışı. "Ben daha çok nefret ederim, sen daha çok nefret edersin" diye kavga ediyorlar. Durumları sahiden acıklı.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz