Cumhurbaşkanı Erdoğan ile eşi Emine Hanım'ın ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın PCR testlerinin pozitif çıkması, Kovid konusunda şimdiye kadar öğrendiklerimizin ne kadar yanlış ve eksik olduğunu gösterdi.
Birincisi, herkesi banka soyguncusuna benzeten o maskeler anlamsızmış.
Çünkü Cumhurbaşkanı'nı kalabalıklar içinde hiç maskesiz görmedik.
Ayrıca PCR testleri de çok anlamlı değilmiş. Çünkü kimse bu testleri yaptırmadan Cumhurbaşkanı'nın yanına yaklaşamıyor.
AŞI KONUSU TARTIŞMALI
Bir başka mesele de aşılar...
Burada da ciddi problem var. Mesela mRNA aşısıyla virüsün bir parçası vücuda enjekte ediliyor.
Bunun etkileri dışında yan etkileri de tartışmalı.
Zaten aşılanma oranları yüksek olan ülkeler, vakalarda da rekor kırıyor. Bunun en güzel örneği de İsrail.
Bu hastalığa karşı insanların izole edilmesi, çocukların okullarından uzaklaştırılması ayrı bir sorun.
Eğer Cumhurbaşkanı topluma uygulanan kurallara tabi olsaydı ne köprü açabilirdi, ne demiryolu açabilirdi, ne de parti toplantılarına katılabilirdi.
ERDOĞAN DÜNYAYI DOLAŞIYOR
Ayrıca Cumhurbaşkanı'nın katıldığı uluslararası toplantılara baktığınız zaman, salgın efsanesinin insanları korkutmaktan başka bir işe yaramadığını görürsünüz.
Bu korku dünyaya da fiyatların patlaması, enerjiye anormal zamlar gelmesi şeklinde yansıdı.
Günde 3 saat uyuyarak haftada 7 gün hem Türkiye'yi hem dünyayı yorulmadan dolaşan Cumhurbaşkanı'mız bu temposunu aynen sürdürecektir.
Çünkü buna Türkiye'nin ve dünyanın da ihtiyacı var.
Sağlık dilemek, tabii ki hepimizin içten gelen duygusu.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz