Son kar yağışı sadece İstanbullular için değil tüm siyasetçiler ve vatandaşlar için büyük dersler içeriyor.
İstanbul'u bir düşünün... 1973 öncesinde iki kıtayı birbirine bağlayan köprü yoktu.
Süleyman Demirel köprü yapmak istediği zaman, "Git önce Zap Köprüsü'nü yap" derlerdi.
Demirel köprüyü yaptı ama açılışını yapamadı. Çünkü darbe olmuştu.
ERDOĞAN, KENTİ DEĞİŞTİRDİ
Şimdi İstanbul'da kar yağarken iki kıtayı birbirine bağlayan üç köprü, iki tünel var.
Marmaray'ın açıldığı gün Sirkeci'deydim.
Marmaray'a bindim ve kendimi Üsküdar'da buldum.
Gözlerime inanamamıştım.
Yani eğer İstanbul eski yönetimlerin anlayışına bırakılsaydı bu kar yağdığında herkes bir yere hapsolmuştu.
Ne metro vardı ne geçit.
Bu nedenle İstanbul'a nefes aldıran Tayyip Erdoğan'ın belediye başkanlığı, bu kentin tarihini de değiştirdi.
Artık biliyoruz ki devletin karar altına aldığı hiçbir proje yoktur ki yapamasın.
İsterseniz arabaya atlayıp Çanakkale'ye gidin ve yeni köprüyü görün.
GEVEZELİKLERE KARNIMIZ TOK
Sanırım bu son kar yağışından ders almaları gereken siyasetçiler gerekli miktarda etkilenmediler.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nı kendini savunurken dinledik.
Ama artık halk gevezelikleri değil projeleri dinleyecektir.
Çünkü İstanbul bir projeler kentidir.
Bizans'tan devraldığımız, Osmanlı'da hafif yozlaştırdığımız kentleşme yapısı yeniden rayına oturmak üzeredir.
Dilerim çağlara mal olacak bu yeniden yapılanma, çapsız politikacılar tarafından ertelenmez.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz