Dünyada ve yurttaki gelişmeler, gazeteciliği Türkiye'de en zor meslek haline getirdi.
Hangi haberi ön plana almak, hangi haberin daha ağırlıkla ulusal çıkarları etkilediğini saptamak çok zor.
Örneğin, şu anda Ukrayna dolayısıyla Amerika-Rusya gerginliğinde bazıları NATO'yu da devreye sokmaya çalışıyor.
TÜRKİYE, UKRAYNA'DA DİYALOGDAN YANA
Oysa Türkiye de bir NATO ülkesi ve Ukrayna'da gerginlikten yana olmak yerine diyaloğun içinde bulunmayı tercih ediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ukrayna ve Rusya ile yakın ilişki içinde.
Ayrıca Ukrayna söz konusu olduğunda Karadeniz meselesi ve Montrö anlaşmasına dayalı kurallar var.
Yani Türkiye gerekirse Amerikan donanmasını Karadeniz'e sokmayabilir.
Tabii bu arada Çin ile Amerika arasındaki anlaşmazlık da dünya gündeminde.
Herkes "Yeni bir dünya savaşı mı kopacak?" diye bekliyor.
Şimdilik Amerika'nın bir savaş istediği tahmin edilmiyor. Çünkü ekonomisi berbat, siyaseti kirlenmiş vaziyette.
Düşünün ki seçilmiş eski başkanı dünyaya hükmettiği sırada kurumlar, mesela Facebook, Twitter, Youtube sansür uyguluyor.
Böyle bir demokrasi bu.
BAŞBAKAN ASAN KÜFÜRBAZ ZİHNİYET
Türkiye'ye gelince, demokratik kültürü küfürbazlık haline dönüştüren kişiler siyaseti bu zannettiriyor.
Sanki Türkiye'de hukuk yok ve gerekirse bir başbakan, hakaret etmekten öte idam da edilebiliyor.
Mesela, 20. yüzyılın ikinci yarısında bir başbakanı idam edip bir cumhurbaşkanını müebbet hapse mahkûm etmedik mi?
O günleri özleyenler şimdi nefretlerini Cumhurbaşkanı Erdoğan'a kusuyorlar.
Bu böyle gitmez, ne dünya savaşı olur, ne de küfürbazlar Türkiye'de iktidara gelir.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz