Yakın tarihte aklımda kâbus olarak kalan dönem, 28 Şubat muhtıra dönemidir.
1997 yılında ipini koparan ne kadar adam varsa Hazine'ye, Maliye'ye, medyaya ve bütün kaynaklara saldırdılar.
Başörtülülere nefretler kustular.
Bağımsız olan gazetecilerin işlerine son verdiler.
Medya ile iktidar ortaklığının nasıl soygun yapabileceği görüldü.
Sonra bazı patronlar hapse de girdi ama 28 Şubat'ın gerçek anatomisi çıkarılmadı.
ALKIŞLAMAK GEREKİR
Şimdi son olayları yaşarken "Ah" dedim, "Şu 28 Şubat'ta da Tayyip Erdoğan olsaydı herhalde bunlar altlarına ederdi".
İnsanların biraz utanması varsa son dönemde Tayyip Erdoğan'ın ekonomide sağladığı başarıları alkışlaması gerekir.
Yani bir kez daha anladık ki Türkiye dolarla yaşayacak ülke değildir.
Türkiye'nin rejimi serbest pazar ekonomisidir.
Bu yoldan sadece 28 Şubat döneminde çıkılmıştır ve sonunda 22 banka batırılmıştır.
TEŞEKKÜR EDİYORUM
Kaç gündür izliyoruz, yok TÜSİAD bilmem ne yapacakmış, yok Cumhuriyet Halk Partisi Amerika'yla iş çevirecekmiş, yok Fetullah Gülen ile PKK işbirliği yapıp Millet İttifakı'nı iktidara getirecekmiş.
Herkes aklını başına toplasın, elini vicdanına koysun ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a hakkını teslim etsin.
Eğer bugün dünyada Türkiye konuşuluyorsa bunun mimari Erdoğan'dır.
Türkiye'nin alt ve üstyapısını yenilemiş, Türk insanının kendine güvenini tazelemiştir. Ayrıca hiçbir sorunu çözümsüz de bırakmıyor.
Bundan sonra gelen sistem, dövize endeksli Türk Lirası hesabıdır.
Yani artık kimse dolar kuruna bakıp "Bugün iyiyim, bugün kötüyüm" diye söylenmeyecek.
Bir Türk olarak Tayyip Erdoğan'a tekrar teşekkür ediyorum.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz