2023'te Türk seçmeni bir kez daha sandık başına gidip meşru yönetimi belirleyecek. Ancak 2023'e uzanan yolda kafalar o kadar karışık ki kimin ne istediği ve kimin neden korktuğu anlaşılmıyor. Örneğin Kılıçdaroğlu Cumhuriyet Halk Partisi kurultayını 2023 sonrasına erteledi. Demek ki parti içinde kopacak kavgadan çok ürküyor. Bunun yanında 2023 sonrasında sistem değişikliği önerileri de herhalde gündeme gelecek. Yani başkanlık sisteminden parlementer sisteme geçiş gibi.
Bütün bu söylediklerimizin arasında Cumhur İttifakı ve özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan çok sakin. Belli ki kendilerine güveniyorlar. Bir zafer daha gelecek diye hiç endişe etmiyorlar.
Ancak durum herkes için öyle değil. Acaba mümkün olsa 2023'ü farklı nedenlerle bekleyenleri bir araya toplasak, bunların arasında ideolojik nedenlerle, kişisel sebeplerle, çeşitli huysuzluklarla ve karışık uyumsuzluklarla Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan nefret edenler de var.
Diyorum ki bütün bu isimleri bir araya toplayabilsek ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı olan kitleleri de bir kente sığdırabilsek, sonra da sıralayacağım bu isimleri söz konusu kitlelerle buluşturup tam olarak ne istediklerini bir anlayabilsek.
Bu isimlerin bazılarını hatırlayalım:
Fethullah Gülen, Abdullah Öcalan, Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan, Selahattin Demirtaş, Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener…
Bu isimler de her biri aynı meydana çıkıp Erdoğan'a karşı olan kitlelerden ne beklediklerini anlatsalar. Mesela Abdullah Öcalan ile Abdullah Gül aynı şeyi mi söylerlerdi? Veya Fetullah Gülen ile Meral Akşener hedef olarak farklı noktaları mı gösterirlerdi?
Tabii ki bu bir hayal ama demokrasiye ve çok sesliliğe öyle alıştık ki arada bir saçmaların savrulması bile hoşumuza gidiyor. Ne dersiniz?
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz