Geride kalan haftayı üç demokrasi şehidini anarak geçirdik. 27 Mayıs darbecilerinin katlettikleri Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın idamlarının yıldönümüydü. Toplum bu olayları konuşurken ve katledilenlerin yürek parçalayan fotoğraflarına bakarken yeniden siyasi bilince sahip oldu.
Dünyanın en geri ülkelerinde bile artık idam cezası kalkmak üzere. Biliyoruz ki Irak'ta devrik Saddam Hüseyin ancak işgalcilerin zorlaması ile idam edildi. Bu tür olayları düşününce Türkiye'nin 1960 yılında yaşadığı facianın boyutları iyice anlaşılır. Bir ülkenin Başbakanı neden idam edilir? Bir ülkenin Dışişleri Bakanı neden idam edilir? Bir ülkenin Maliye Bakanı neden ölüm cezasına çarptırılır? Bütün bu soruları cevapsız bulduğumuz için geçen haftayı daha da bilinçlenerek geçirdik. Bugün siyaseti nefret ve kin üzerine inşa etmeye çalışan bilinçsiz kesimler, ümid ederim ki geçen haftadan biraz olsun esinlenmişlerdir.
Ülkesine hizmet etmekten başka hiçbir amacı olmayan sivil siyasetçilere darbeci askerleri ve kindar kitlelerin hedefi haline getirmek siyaset değil çirkefliktir. Biz bu dönemi geride bıraktığımıza inanmak istiyoruz. İçerde ve dışarda yeterli miktarda hain varken Türkiye'yi yönetenleri kinin ve nefretin hedefleri haline getirmek sadece alçaklıktır.
Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan Amerika Birleşik Devletleri'nde Türkiye'nin sorunlarını ve dünya barışının açmazlarını meslektaşları ile görüşecek. Türkiye eski Türkiye değil bunun artık bilincinde olmalıyız.

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz