Dün bizi de dünyayı da derinine etkileyen ve değiştiren iki olayın yıldönümüydü.
Birinci olay 9/11 diye bildiğimiz Amerika'ya yapılan El Kaide terör saldırısıdır. Bunun 20. yıldönümüydü. Dün ayrıca misafir işçi diye bilinen Türklerin Almanya'da çalışmaya başlamalarının 60. yıldönümüydü.
9/11 terör saldırısının gerçek mi yoksa Amerikan imalatı düzmece bir olay mı olduğu hâlâ tartışılıyor. Ama bu olayın sonuçları dünyayı değiştirdi.
Mesela, Afganistan'da veya Irak'ta olduğu gibi bu olayın yansımalarını hâlâ tartışıyoruz.
9/11, Amerika'nın çaresizliği kadar saldırganlığını da ortaya çıkardı. Bu olay sonrasında Amerika'nın Afganistan'ı ve Irak'ı işgali akla gelecek şeyler değildi. Ve bu davranışlar milyonlarca insanın ölümüne sebep oldu.
MİSAFİR DEĞİL İŞÇİ
Misafir işçiler olayına gelince... 1960'ların başında Almanya'dan işçilere dönük davetler gelmeye başladı.
Ben o sırada Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı (TMGT) Genel Sekreteri'ydim. Almanya'dan gelen mektup üzerine Hukuk Fakültesi'nden ve İktisat Fakültesi'nden öğrenciler gönderdim Almanya'ya.
Davet mektubuna göre bu kişiler Almanya'da tatil yapıp dinleneceklerdi. Oysa sonbaharda Türkiye'ye döndüklerinde bir deri bir kemik kalmışlardı. Yani misafir falan değil bayağı işçilerdi.
Daha sonra Almanya'ya Türk işçilerle röportaj yapmak için defalarca gittim. Berlin'de eski duvarın karşısındaki Kreuzberg ve Noi Köln semtlerindeki Heim denilen yurtlarda kalırlar, deli gibi çalışırlardı.
Onlar hem Almanya'yı toparladılar hem de kazandıkları paralarla Türkiye'de yatırımlar yaptılar.
HUZUR VE REFAHA AÇILMAK
Artık dünyanın kendi içine kapalı kalması mümkün değil.
Bu iki olay bu açılmanın da kanıtıdır
Yeter ki açılmalar insanlığın huzuru, saadeti ve refahı için olsun.
Terörizme açılmak, dünyaya açılmak değildir.