Toplumların tarihlerindeki olaylar, bugünün sorunlarına da ışık tutabilir.
O açıdan bakarsanız, bugün Türk demokrasisindeki adeta ölüm kalım savaşına benzeyen rekabet ortamını Osmanlı tarihinde somut olarak görebilirsiniz.
Neticede 20'nci yüzyılda bir başbakanı idam etmiş, eski bir başbakanı da katletmiş bir ülkeyiz.
Osmanlı tarihine baktığınız zaman bu çarpıklığı orada da görebiliriz.
Mesela, İkinci Abdülhamid'i bombayla öldürmeyi planlayanlar, padişah camiden üç dakika geç çıktığı için başarısız olmuşlardır.
Bu duruma en fazla üzülen ise dönemin seçkin aydını Tevfik Fikret'ti.
KÖTÜ ANILAR
Fatih kanunnameleri, padişahların oğullarını ve kardeşlerini öldürmelerini meşru kılıyordu. Mesela, Kanuni en sevdiği oğlunu, çocuklarıyla birlikte boğdurmuştu.
Günümüze yaklaştıkça bu tür çarpıcı örnekler daha da artar. Mesela, Sultan Abdülaziz'in devrildikten sonra öldürülmesi o dönem siyasetinden çarpıcı bir örnektir.
Bunun gibi muhaliflerin, iktidardaki vezirlerin Sultanahmet'te bir ağaca asılmalarını talep etmesi çok alışılmış bir davranıştı.
Bugün kendilerini meşru muhalefet olarak görenlerin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef alan söylemleri, tarihi yeniden yaşamamıza sebep oluyor.
Dilerim, Türk muhalefeti kansız, kavgasız bir demokratik geleceğin mimarı olurlar.
Dilerim, seçmenler de daha bilinçli olur ve muhalefet liderlerinin Cumhurbaşkanı'na kin kusmalarını artık reddederler.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz