Türkiye'yi yönetmek güçleşiyor. Eski Türkiye'de pazarda ve markette nelerin satılacağını esnaf belirlerdi. İçişleri Bakanlığı, asayiş ve güvenlik gibi sorunlarla ilgilenirdi. Ama artık nerede neyin satılıp neyin satın alınacağına İçişleri Bakanlığı karar veriyor.
Bir pazar dilencisi
Eski Ankara'da Kızılay'da oturanlar Çarşamba Pazarı'na giderlerdi. Alışveriş ertesinde küfeciler, alınanları eve taşırlardı. O pazarda dilenciler de vardı... Annem Emine Barlas, bir gün Çarşamba Pazarı'ndan gülerek döndü. "Ne oldu" diye sorunca anlattı. Sakat bir dilenci yolunu kesmiş. Çocuğun hasta olmasın, kocan ölmesin falan diyerek dileniyormuş. Annem, "Eğer iyi şeyler söyleseydin sana sadaka verirdim" deyince dilenci sinirlenmiş... "Hanım, 40 yıllık mesleğimi sen mi bana öğreteceksin" diyerek annemi azarlamış.
Çocuklar başa bela
Eski pazarlar böyle eğlenceli olurdu. İçişleri Bakanlığı "Sadece meyve ve sebze satılacak" diye pazarcıların işine karışmazdı. Hele marketlerin raflarındaki ürünlerden hangilerinin satılacağına karışmak kimsenin aklına gelmezdi. Baksanıza... Vaka sayılarının düştüğü söylenen Edirne'de tam kapanma uygulamasında 18 yaş altı çocuklarıyla alışverişe gidenlere polis ceza kesmiş... Bazıları da ceza yememek için yanlarındaki çocukların babası olduklarını inkâr ediyormuş.
Para cezası
Edirne'de ekipler sokağa çıkma kısıtlamasında yoğun denetimlerde bulunuyormuş. Kent genelindeki uygulamalarda ekipler, marketlere araçlarıyla gelenler ile yürüyüş mesafesi dışında alışverişe gidenlere para cezası uygulamış. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu yaptığı açıklamada, "Bakkala, markete gidiyorum deyip tüm şehri gezmeye kalkan olursa buna kesinlikle müsaade etmiyoruz. Bu hakka girmektir" demişti.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz