Emperyalizmin insafsızlığı üzerine yapılan anlatımlar galiba gerçek oluyor. Koronavirüs salgınının etkilediği dünya düzeninde yoksulların daha da yoksul olmaları, hatta yok olmaları yönündeki gelişmeler çok konuşulmaya başlandı. Bunlara göre gelişmiş dünyanın özellikle hammadde ihtiyaçları Afrika'dan karşılanırken, bu kıtanın insanları açlığa ve sonunda yokluğa mahkûm edileceklermiş.
Bahtsız Afrika
Bu tür düşünceleri fantezi olarak görmeyelim. Düşünün ki 1800'lü yıllarda Afrika'da 12 ile 40 yaş arasında hiç erkek nüfus kalmamıştı. Esir tüccarları bu insanları toplayıp götürüyorlar ve gelişmiş dünyaya pazarlıyorlardı. Küba'yı görenler bilir. Burada esir tüccarlarından kalma malikâneler göz kamaştırıcıdır. Ve özellikle Amerika Birleşik Devletleri tarihini okuyanlar, Başkan Kennedy dönemi gibi çok yakın zamanlarda bile Güney eyaletlerinde siyah derililerin oy hakları olmadığını bilirler.
Aşı dağılımı
Gelişmişlerin yeni oyunları şimdilik koronavirüs aşısının eşitsiz dağılımında ortaya çıkıyor. Bu aşı eğer gerçekten salgının yayılmasını önleyecekse, bu durum Afrika için söz konusu olmayacaktır. Ve sadece salgın değil, açlık ve susuzluk da Afrikalıları bekleyen sorunlardır.
Yardım ediyoruz
Türkiye çeşitli Afrika ülkelerine yardım etmeye çalışıyor. Ama ülkemizin kaynakları ne yazık ki bu talihsiz kıtayı kurtarmaya yetmez. Ve bir yandan Amerika ve Avrupa, diğer yandan da özellikle Çin, Afrika'yı sömürmekte yarış halindeler. Tabii ki bu insafsız tabloyu tarafsız bir izleyici gibi tribünden seyretmek doğru değildir. Ama yeni dünya düzeni bu acı durumu bir gerçek halinde dünyaya sunuyor. 20'nci yüzyılın başında Brüksel'de siyah derililer, hayvanat bahçelerinde yerel halka tanıtılırdı. O günlerin geride kaldığını sanmayalım.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz