Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hayran olmamak mümkün değil. Şu anda hafta sonları evden çıkmamızın yasak olduğu bir dönemde, uzaya gideceğimizi açıklıyor. İşin garip yanı, bazılarımızın bunu hafife ve hatta alaya almaları değil midir? "Lokantaya gidemiyoruz, Ay'a mı gideceğiz" diyerek aşağılık kompleksini seslendirenlere koyulacak teşhis bellidir:
"Sizde aşağılık kompleksi yok, siz doğrudan aşağılık olabilirsiniz."
Yeni bir heyecan
Topluma yeni bir heyecan aşılamak konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın üzerinde kim olabilir ki? Biz Ankara'dan İstanbul'a karayolu ile 12-13 saatte gitmeyi başarılı bulan bir kuşaktanız? Boğaz'ın altından iki yerde, üzerinden üç yerde geçebildiğimiz günlerdeyiz... Çanakkale Köprüsü bitmek üzere... Türk Hava Yolları tam anlamıyla bir dünya markası... İstanbul-İzmir arası 3.5 saate inmedi mi?
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Hayal değil
Hatırlıyorum o günleri... 1980'de Yunanistan'ın Girit adasındaki turistik yatak sayısı tüm Türkiye'deki yatak sayısından fazlaydı. Turgut Özal kıyıları turizme açıp o tesisler yapılırken, yine aynı teraneyi seslendirmemişler miydi bizim kompleksliler? "Biz Yunanistan'la turizmde nasıl rekabet edebiliriz ki?"
Mutlaka gideriz
Ben size söyleyeyim. Ay'a da gideceğiz, daha ötesine de... Elon Musk adında bir kişi Mars'a koloni kurmayı planlarken, koca Türkiye Ay'a gitmeyi hayal bile edemez mi yani? Bırakın uzaya çıkmayı, yeni bir anayasa yapmaktan bile aciz mi bu millet? İşleri güçleri "Demokrasi" ve Özgürlük" demek olan kesimin, bunları yeni bir anayasa yerine Boğaziçi'nin Gezi heveslisi kesimlerinde aramaları normal mi yani?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk Türk uzay yolcuları için Türkçe isim bulmamızı önerdi... Bazı isim adaylarını sıralayalım:
- Ay adamcağızı... Kemal füzeoğlu... Gök oğlanı... Zillet uçmağı.