Bu 2020 yılı açıkçası uğursuz bir zaman dilimiydi... Bilemiyorum 2021 farklı mı olacak acaba? Beklenen aşılar işe yarayacaklar mı ve eve kapatılma benzeri önlemler sona erecek mi? Bu yıl iki şeyi unutmamak üzere öğrendik... Birisi koronavirüs... Diğeri de Maradona'nın önemi...
Maradona olayı
Meğer Maradona bir sporcudan öteye hem ulusal hem de uluslararası bir şahsiyetmiş. Küba'daki Castro rejimine karşı duyduğu sevgi ve Filistin halkı ile kendisini özdeş görmesi gibi özellikleri açığa çıkıyor. Bağımlılıklarından kurtulması için bir ara Arjantin'de akıl hastanesine yatmış. Orada kimi Napolyon, kimi Sezar olduğunu iddia ediyormuş. Hastalar da onların Napolyon ya da Sezar olduklarına inanıyorlarmış... Ancak Maradona "Ben Maradona'yım" deyince kimse inanmamış.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Yine Fransa...
Uluslararası siyasete gelince... Macron adındaki garip bir Cumhurbaşkanı tarafından yönetilen Fransa, yine baltayı taşa vurdu bu hafta... Sanki böyle bir devlet varmış gibi Dağlık Karabağ'ı tanımak için Fransız Senatosu karar aldı. Ama sonra tepkiler ve uyarılar gelince, Fransız Dışişleri Bakanlığı böyle bir kararı tanımadıklarını duyurdu.
Türkiye'den korkanlar
Bize musallat olanların sayısı da hiç azalmıyor. Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı'na göre, Türkiye'nin bölgedeki ağırlığına karşı çeşitli ittifaklar kurmak gerekecekmiş. Suudi Arabistan'ın sabıkalı veliahtı da, İsrail Başbakanı Netanyahu ile görüşüp, İstanbul'daki gazeteci cinayetine karşı ne yapabileceklerini tartışmış... Bu arada Avrupa Birliği denilen ve Kıbrıs Rumları'nın yanında yer alıp Türkiye'ye tehditler savuran örgüt, Maraş'ın açılmasını da kınamış.
Cumhurbaşkanı'na güveniyoruz
Aslında içimiz rahat... Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan attığı her adımla Türkiye'nin hem kararlılığını vurguluyor hem de dostlarının sayısını artırıyor. Dilerim anamuhalefet de bu dostlar arasında yer alır.