Herhalde aklı başında olan herkes Yeni Türkiye'nin eskisinden ne kadar farklı olduğunu görüyordur. Gerçi bazıları hala eski zamanlarda yaşadıklarını zannediyor ve "Ulusal çıkarlar" diye bir kavramın olmadığını, ulusal çıkarları Amerika Birleşik Devletleri'nin belirleyeceğini düşünüyor.
Amerika da farklı
Oysa "Bizim çocuklar" diyerek Türkiye'deki askeri darbeleri bizim subaylarımıza ihale edenlerin de iplikleri pazara çıkmadı mı? Onlar da şimdi "Kimmiş bu globalciler"diyerek birbirleriyle kavga etmiyorlar mı? Birbirlerini vergi kaçakçısı ya da rüşvetçi diye suçlayanlar şu anda başkanlık yarışı yapmıyorlar mı?
Yeni zamanlar
Kısacası Türkiye'de siyasete heves eden herkesin, hem Yeni Türkiye'yi hem de yeni dünyayı doğru tahlil etmesi gerekiyor. Yani artık iktidarın her dediğine yanlış demek ve her icraatına karşı çıkmak akıl karı değildir. Türkiye'nin kıyılarından kaynaklanan haklarını araması veya Türkiye'nin dostluklarını ittifaklara dönüştürmesi, yaşanılan zamanın kaçınılmaz gerekleridir.
Eski yanlışlar
Bu arada geçmişte ebedi doğrular olarak gördüğümüz yanlışları da gözden kaçırmamalıyız. Örneğin Avrupa Birliği bazen Kıbrıs Rumları bazen de Yunanistan için Türkiye'ye karşı blok oluşturuyor. Ya da ebedi ittifakımız olarak gördüğümüz NATO'nun kurucusu Amerika bile bu ittifakı terk etmeyi planlıyor.
Yeni gerçekler
Yeni Türkiye'nin ulusal çıkarlarının Libya'dan Suriye'ye, Ermenistan sınırından Kuzey Irak topraklarına kadar uzandığını artık görmeliyiz. Birileri muhalefet ettiklerini zannederek terörizmi ya da Türkiye karşıtlığını savunmayı sürdürdükleri takdirde, bunların bu topraklarda gelecekleri olmayacaktır.
Yeni Türkiye'nin eskisinden çok farklı olduğunu hatırlamanın zamanı gelmiştir ve geçmektedir.