Bindiği dalı kesene "Düşeceksin" diyen kişinin geleceği gördüğüne inanan adam "Ne zaman öleceğim" diye ecel saatini de sormuş ya...
Aslında geleceği görmek için olağanüstü güçlere sahip olmaya gerek yok bugünlerde. Mesela bir ekonomist koronavirüs günlerinin yansımalarını değerlendirirken işletmelerin açılmasının da tek başına çözüm olmadığını ifade etmiş ve şöyle demiş:
BOŞ MAĞAZALAR
"-Bu mağazaları açabilirsiniz ama asıl soru ekonomik hayata geri dönüp dönemeyecekleri. Çin'deki alışveriş merkezlerinin büyük bir kısmı hâlâ boş. Ticari uçuşlar hâlâ yarı yarıya az. Almanya'da dükkanlar açıldı ama kim gidip alışveriş yapıyor?"
Evet... A'dan Z'ye her şey değişecek. Plajlarda bile eskisi gibi yan yana oturup sohbet edemeyeceğiz. Uçakların yarısı boş kalkacak... Yani salgın sonrası dünya, bu salgın hiç bitmemiş varsayımına göre yapılandırılacak.
SİYASAL YAŞAM
Peki ama her şey eskisinden farklı olacak da, siyasi yaşam hiçbir şey olmamış gibi devam mı edecek? Acaba bu mümkün mü? Ramazan Bayramı'nda uzaktan tele-konferans yöntemi ile bayramlaşan siyasetçiler, bayram sonrasında eskisi gibi zaman zaman boğaz boğaza mı gelecekler? Eğer ekonomide anormal daralmalar olacaksa, bu durum muhalefeti mi güçlendirecek yoksa siyasetçiler her şeyin eskisinden farklı olmasının nedenlerini mi arayacaklar?
Olacakları görmek için çok beklemeyeceğiz. Normal koşullara dönüş için olsa olsa bir ay kaldı... Bu kısa zamanı siyasetçiler derslerine çalışarak geçirmeliler.