Eski Türkiye'de koronavirüs salgını falan olmadan da sokağa çıkmak yasaklanabilirdi. Özellikle askeri darbelerde ve nüfus sayım günlerinde sokağa çıkmak yasaktı. Kimse de bu yasağa uymamazlık edemezdi sonunda... Galiba daha uyumlu ve devletten gelen her şeye daha fazla teslimiyetçi yaklaşan bir topluluktuk.

Levent'te bir pazar
Daha önce anlatmıştım. İsviçre'den gelen ve İstanbul'da bir tesis kuracak olan özel sektör bürokratı, Levent'e yerleşir. 1960'ın Levent'i köy ile kasaba arasında sevimli ve küçük bir yerleşim merkeziydi... İşte bu İsviçreli 1960'ın 27 Mayıs Pazar günü eşi ile Levent'te yürüyüşe çıkar.

Halkın ilgisi
Bu İsviçreli çift Levent sokaklarında yürürken çevredeki evlerin pencereleri açılmakta ve yoldan geçen bu çifte yüksek sesle bir şeyler söylenmekte ve eller sallanılmaktadır. İsviçreli çift bu durumdan ötürü çok mutludurlar. "Meğer Türkler çok cana yakın insanlarmış. Yeni gelen komşularına ne kadar içten sevgi gösterisi yapıyorlar" diye karı koca aralarında konuşurlar.

Meğer darbe olmuş
Ancak kısa süre sonra çevredekilerin gösterilerinin nedenini anlarlar. 27 Mayıs 1960'ta askeri darbe yapıldığı için sokağa çıkma yasağı uygulanıyordu. Pencerelerdeki insanlar da Türkçe bağırarak sokaktaki İsviçreli çifte "Eve dönün. Sokağa çıkma yasağı var" diye sesleniyorlardı.

Neden Türkiye?
Bu İsviçreli çift Türkiye'ye yerleştiler. Daha bir sürü darbe gördüler. Emeklilik zamanı geldiğinde, İsviçre'ye dönmeyip Türkiye'de kaldılar. Yıllar önce bu İsviçreli girişimciye "Neden Türkiye'de kaldınız" diye sormuş ve şu cevabı almıştım:
-Türkiye heyecan veren bir ülke... İnsan yarın ne olacağını bilemiyor. İsviçre ise çok can sıkıcı bir ülke. Gelecek hafta değil gelecek yıl bile ne olacağını biliyorsunuz. Türkiye'de ise insanın canı hiç sıkılmıyor.