Eve kapandığımız bugünlerde, dünyada yalnız olmadığımızı ve bir büyük bütünün parçası olduğumuzu yine hissediyoruz. Örneğin içinde bulunduğumuz koronavirüs günlerinde Avrupa'da ve tabii bizde de benzin tüketimi yüzde 80 azalmış. Bundan giderek otomotiv sanayiini ne tür bir durgunluğun beklediğini görmemek mümkün müdür?
İşsizlik dalgası
Düşünün ki perakendecilik, lokantalar, oteller ve benzeri ekonomik faaliyetler, istihdamın yüzde 80'ine iş alanı açar... Karantina ve sokağa çıkma yasakları ile turizmin de dondurulduğunu düşündüğümüzde olay ne tür bir işsizlik dalgasına yol açacak, görebiliriz. Örneğin Kuzey İtalya'nın turizm gelirleri bu bölgenin tüm gelirlerinin yüzde 80'ini oluştururmuş.
Krizler ve siyaset
Bizim Türkler olarak da hissettiğimiz büyük ekonomik krizleri hatırlarsak, bunların daha sonra radikal siyasi dönüşümlere yol açtığını da görürüz. Örneğin 1929'daki büyük kriz sonrasında Türkiye'deki Serbest Fırka'lı çok partili demokrasi denemesine son verilmiş ve Türkiye ekonomide devletçiliğe geçmişti.
Sadece eleştiri
Koronavirüslü günlerin dünya ekonomisindeki yansımalarını tabii biz de kendi ölçeğimizde hissedeceğiz. Bizim ufuktaki krizlere karşı almamız gereken önlemler, Cumhurbaşkanlığı kabinesinde her gün tartışılıyor. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın her fırsatta açıkladığı yeni paketler ve özel bankalara hitaben seslendirdiği uyarılar, gündemin ana maddeleri halinde... Sağlık Bakanı Koca da aynı tempoda aydınlatıyor kamuoyunu... Bizde eksik olan şey, farklı siyasi görüşlere sahip olan muhalefet partilerinin farklı onarım modellerini üretmek yerine, sadece iktidarı eleştirmeleridir.
Sorunlar bitmez
Bilemiyoruz bu günler tam olarak ne zaman geride kalacak... Ancak bu krizli günlerin yarınlara önemli sorunlar aktaracağı kesindir. Tüm dünya ülkeleri gibi biz de bu sorunlarla boğuşacağız.