Devletin tüm kurumlarının ve özellikle Hükümet'in koronavirüs salgınına karşı kararlı ve bilinçli tutumları toplumun tüm kesimlerinde övgü ile değerlendirilirken, iki tane gaf geniş ve haklı eleştirilere neden oldu.

Zamansız ihale
Birinci gaf, sanki her şey hallolmuş da bir eksik oymuş gibi, Kanal İstanbul ihalesinin yapılmasıydı. İş yerleri kapanırken, insanlara evde oturmaları önerilirken ve şehirler arası yolculuklar bile kısıtlanırken ve ayrıca işletmelerin ekonomik darboğazları aşmaları için 100 milyarlık bir fon ön tedbir olarak tahsis edilirken, Kanal İstanbul için ihale açmak en azından gündemin farkında olmamak anlamına gelmiyor muydu?

Görevden alındı
Sonuçta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan'ın görevine son verdiği ve yerine Bakan Yardımcısı Adil Karaismailoğlu'nun atandığı açıklandı. Bu görevden almanın sebebi açıklanmadı. Ama yaygın kanaate göre, sebep zamansız ve yersiz Kanal İstanbul ihalesiydi.

Beştepe'de özel cuma
Bir diğer gaf da, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş'tan kaynaklandı. Beştepe'deki camide bir avuç insana açık cuma namazı kılınmıştı. Bütün topluma Cuma namazlarında feragat etmeleri zorlanmışken ve hatta camilere girilmesi bile yasaklanmışken, sadece özel davetlilerin katılacakları bir Cuma namazını organize etmek hangi akla, mantığa ve vicdana sığıyordu?

Sorumlu kim?
Sonuçta sosyal medyada Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef almayı hüner sayanlara gün doğmuş oldu. Sanki sadece özel davetlilere açık bu cuma namazını Erdoğan düzenlemişti... Oysa bu olayı Erdoğan ancak gerçekleştikten sonra duyacaktı.
Her konuda ve özellikle koronavirüs salgınına karşı insanlarımızı korumak konusunda çok kararlı adımlar atılırken olumsuz yorumlara sebep olan bu iki hatalı davranış, bundan sonra böyle hataların tekrarlanmaması için uyarıcı rol oynamalıdır.