Tayyip Erdoğan karşıtı olmayı Türkiye düşmanı olmaya dönüştürenler, sizi şaşırtmasın. Bu çok köklü bir siyasi gelenektir. En fazla hatırlanan örnek, Balkan Savaşı sırasında söylenen "Edirne'ye Enver gireceğine Bulgar girsin" cümlesi değil midir?

HDP'ye de alıştık
Evet... TBMM içindeki meşru bir partinin siyasetini PKK'ya endeksli olarak oluşturmasına da alışmadık mı? Ancak ana muhalefet partisi olan CHP'nin, Suriye'nin Beşar Esad'ına karşı duyduğu hayranlığı anlamak kolay değil... Türkiye'nin Suriye'ye dönük olarak izlediği güvenlik öncelikli siyaseti anlamak ve destek vermek yerine, Şam'ın ne dediğine kulak vermeyi nasıl tercih edebilirler ki?

Saçmalıklar
Aslında her türlü saçmalığı dinlemeye alıştık... FETÖ ile gerçekten mücadele eden tek kişi olan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "FETÖ'nün siyasi ayağı" diye nitelendiğini bile duymadık mı? Peki ya 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin kınayacak yerde, bunu bir senaryo olarak niteleyen yarım akıllıları da görmedik mi?

Zafer bekliyoruz
Doğru olan davranış, kafası karışık olanlara ve iktidara karşı olmakla Türkiye'ye karşı olmayı karıştıranlara kulak vermemektir. Şu anda hepimizin yüreği şehitlerimiz için yanıyor. Aynı şekilde İdlip'deki askeri harekat Türkiye'nin zaferiyle sonuçlandığında bu yürek yangını hafifleyecektir. Kulaklarımızı bozgunculara değil gerçeği yansıtanlara döndürelim... Örneğin Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın son açıklaması şöyle:

Hain saldırı
"-İdlib'de, 6 Mayıs 2019'da başlayan ve artarak devam eden rejimin kara ve hava saldırıları sonucunda büyük bir insanlık dramı yaşanmaktadır. Buna bağlı olarak, radikalleşme ve göç artmış, 1500 masum sivil hayatını kaybetmiş, 5 binden fazlası yaralanmış ve 1 milyon 335 bin kişi evlerini ve topraklarını terk etmek zorunda kalmıştır.

Zulümden kaçış
"-Evlerini terk etmek zorunda kalan halk, Suriye'nin diğer bölgelerine değil, Türkiye sınırına yönelmiştir. Bunun nedeni de çok açıktır. Amaç rejimin zulmünden kaçmaktır. En açık şekilde ifade etmek isterim ki tarihi ve kültürel bağlarımız bulunan komşumuz Suriyeli kardeşlerimizin yaşama hakkını korumak tarihi, insani ve vicdani sorumluluğumuzdur."