AK Parti iktidarı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ne yaparsa yapsın ona "Yanlış" demek ve hiç tartışmadan alınan kararları reddetmek, Türk demokrasisinin son dönem hastalığıdır.
Ateşkes'ler
Bu hastalıklı davranışı son olarak Libya konusundaki tartışmalar sırasınad görmedik mi? "Ne işimiz var Libya'da" cümlesi ile başlatılan demagojik söylemler, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la Rusya Federasyonu Başkanı Putin'in, Libya'nın asi generali Hafter'i ateşkese çağırmaları ile biraz olsun dinmeli değil miydi? Sonuçta Hafter ateşkesi kabul etmek zorunda kaldı ama bizim müzmin muhalifler hala bir başka açık yakalamaya çalışıyor. Erdoğan-Putin diyaloğunun İdlib'te de ateşkesi devreye sokması, bakalım CHP'lileri ne kadar üzecektir?
Bahçeli ilaç gibi
Aslında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin bazı söylemleri, bu hastalıklı duruma ilaç gibi geliyor. Bahçeli son olarak "Bunlara Fizan desen" diye başlayan ve CHP'lileri coğrafya cahili olarak suçlayan son konuşması, gerçeği yansıtmıyor mu?
Hastalıklı davranış
Gerçekten de Kemal Kılıçdaroğlu'nun temsil ettiği, ve son olarak Ekrem İmamoğlu'nun da köpürttüğü muhalefet anlayışı, tam olarak anlamsızlığı simgeliyor. Konu Suriye'deki terör odaklarının temizlenmesi de, Kanal İstanbul da olabilir. Bunlara karşı yaklaşımlarda gerçeğin aranması değil, izlenen siyasetin yanlış olduğunun söylenmesi önemlidir. Aynı şekilde dış siyasette Türkiye'ye karşı çeşitli zeminlerde sürekli kuyu kazan İsrail, Mısır veya Suriye rejimlerini haklı görüp Türkiye'yi hep hatalı ülke olarak ilan etmek de, CHP'nin muhalefet etme yönteminin ana unsurları arasında değil midir?
Seçim yok
Şükredelim ki 2023'e kadar ufukta bir seçim yok. Bazı büyük kentlerdeki yerel seçim zaferleri ile kendilerini tatmin edenler, bu zaman zarfında ülkenin yönetimini sadece uzaktan seyredecekler. Ve belki onları Kanal İstanbul projesi ile oyalamak siyasi açıdan en mantıklı davranış olacaktır.