Omuzlarınızda devletin sorumluluğunu taşıyorsanız, bağımsız bir gözlemci ve tarafsız bir yorumcu gibi davranamazsınız. İran ile Amerika arasındaki son krize de gerçekçi bir teşhis koymak yerine, Türkiye'yi bu krizin dışında tutmak için ne gerekiyorsa onu söylersiniz.

Cumburbaşkanı Erdoğan
Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan da son krize bu açıdan yaklaşıyor. İran ve Irak devlet yetkilileri ile yaptığı görüşmelerde krizi dindirmeye çalışıyor. Trump'ın emri ile katledilen İranlı General Süleymani'nin siyasi yaşamında neler yaptığını tahlil etmek yerine, Türkiye'yi etkilemesi kaçınılmaz olan bir sıcak çatışma nasıl önlenir sorusuna cevap arıyor.

Hukuk yok mu?
Eğer bağımsız ve bağlantısız bir aydın konumundaki yorumcuysanız, tabii ki öncelikli olarak "Amerika'nın burada ne işi var" ya da "Bir devletin resmi görevlisini katletmek hangi uluslararası hukuka sığar" sorularına cevap aramanız gerekir.

Dünyanın kabadayısı
Kendini dünyanın kabadayısı olarak gören ve kendi çıkarlarının gereğini evrensel hukuk kuralları gibi alıp diğer ülkelere yaptırımlar uygulayan Amerika Birleşik Devletleri'nin ölçüyü kaçırdığı artık çok açık ortadadır. Neticede Amerika'nın Başkanı Trump'ın emri ile katledilen İranlı General Süleymani'nin de, yaşadığı dönemde Amerika ile dayanışma halinde Ortadoğu'da çeşitli eylemleri planladığı artık biliniyor. Süleymani'yi terörist eylemlerin planlayıcısı olmakla suçlayan Amerika Birleşik Devletleri de, bu tür eylemlerin ve işbirliklerinin aktörü değil midir?

PKK/PYD ve ABD
Bir dünyalı ve bir Ortadoğulu olarak tabii ki bir sıcak savaş kopmasını isteyemezsiniz. Ama bu durum sizin Amerika'nın korsanlıklarını hoş görmenize gerekçe olamaz. Bu korsanlıkların yakın geçmişte Türkiye'yi de yaptırımlara konu etmesine dayandığını herhalde unutmamışsınızdır. Ya da PKK/PYD terörist örgütlenmesini kimin silahlandırdığını ve bizim sınırımıza hangi devletin bunları yerleştirdiğini unutabilir misiniz?