NATO Zirvesi'nin "Yeni dünya düzeni" konusunu yeniden gündeme getireceğe benziyor.
Çünkü NATO eski dünya düzeninin kurumlarından bir tanesi. Ancak NATO da, Birleşmiş Milletler ya da Avrupa Birliği gibi, eskimiş ve hatta demode olmasına rağmen varlığını sürdürüyor.

Kuruluş nedeni
NATO 1949 yılında Sovyet tehdidi varsayımı üzerine kuruldu. Sovyetler'in de NATO'ya karşı Varşova Paktı örgütü vardı. Şimdi ne Sovyetler Birliği, ne komünist yayılmacılık, ne de Varşova Paktı ve Demirperde var...
Ama NATO hâlâ varlığını sürdürüyor.

Yeni tehdit
Farklı bir açıdan baktığınızda yeni dünya düzenindeki tehdit unsurunun Sovyetler Birliği değil Amerika Birleşik Devletleri olduğunu görebilirsiniz.
Amerika'nın Venezuela'da yaptıkları ya da İran'a uyguladığı yaptırımlar yanında PKK terörüne verdiği destekle Ortadoğu'yu bir İsrail egemenlik alanına dönüştürme çabasını görmezden gelemezsiniz.

Yeni maceralar
İşte bu yeni dünya düzeninde NATO kendisini bir anda Afganistan'da bulmadı mı? Ya da iki NATO üyesi olan Amerika ve İngiltere Irak'ı işgal edip, bu ülkeyi kaosa sürüklemediler mi? En kötüsü de terörle mücadele ederek ülkenin bütünlüğünü korumaya çalışan Türkiye'nin çabalarına NATO destek olmak yerine köstek olmadı mı? Fransa açık ve seçik biçimde Türkiye'nin karşısında değil mi?

Yeni bir Türkiye
Londra Zirvesi'nde bütün bu durumlar konuşulacaktır. Ve Suriyeli sığınmacıların Türkiye'deki varlıkları da herhalde gündeme gelecektir. Bu zirveden NATO'nun dipdiri ve taptaze çıkması ihtimali yok gibidir. Ama herhalde NATO bir süre daha devam edecektir.
Türkiye ise kesinlikle eski Türkiye değildir. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hem Trump'la hem de Putin'le kurduğu diyalog ise yeni Türkiye'nin göstergelerinden sadece bir tanesidir.