Siz Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yerinde olsaydınız, Washington'da Trump'la yapacağınız görüşme yüzünden mi, yoksa Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Toplantısı'nda Bülent Arınç'la birlikte olacağınız için mi daha fazla rahatsızlık hissederdiniz?
İki konu
Basınla konuşurken iki konuda da açıklama yapmış Erdoğan...
13 Kasım'daki Washington yolculuğu için "Trump ile bir telefon görüşmemiz olacak. Görüşme sonrasında karar vereceğim" demiş.
Bülent Arınç'ın KHK'lar hakkındaki sözlerinden ötürü hissettiklerini de "Kendisi bir hukukçudur. KHK'yı facia olarak değerlendirmesini esefle karşıladım. Bu açıklamayı kabullenmek mümkün değil. Yapacağımız toplantıda bunu konuşacağız" şeklinde değerlendirmiş.
CHP böyledir
Eğer bir CHP sözcüsüyseniz, her iki durumu da alıp Cumhurbaşkanı aleyhinde kullanırdınız. Çünkü özellikle CHP sözcülerinin Erdoğan saplantısı yüzünden söyledikleri sözlerin artık pek anlam taşımadığı söylenebilir. Bunlara bakarsanız Cumhurbaşkanı asla Washington'a gitmemeli, Trump ile tüm ilişkiler kesilmeli ve çok ağır ifadeli bir mesajla Türkiye'nin Trump mektubu yüzünden kırılan onuru onarılmalıdır. Bunların bir bölümü de mal bulmuş Mağribi gibi Bülent Arınç'ın parti disiplinine ve nezaketine uymayan sözlerine sarılıyorlar.
Ağır sorumluluklar
Oysa Cumhurbaşkanı Erdoğan hem devletin hem de partisinin sorumluluğunu taşıyor. Her koldan saldıran Türkiye karşıtı Amerikalı çevrelere karşı tutunacak tek dal olan Trump'ı yok saymanın, akılcılığa ne kadar uygun olacağını çok iyi hesaplıyor. Bülent Arınç ise oldum olası Bülent Arınç'tır ve bu kişinin benzer bazı çıkışlarına Cumhurbaşkanı daha önce de tanık olmuştur. Bir defasında Arınç'ın, Erdoğan'ın şiddetli tepkisi yüzünden istifa etmeyi denediği de hatırlardadır.
Kısacası kendinizi asla Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yerine koymayın. Bu kadar ağır sorumlulukları hayal etmek bile insanın belini bükebilir.