Türkiye bir NATO üyesi ülke. Ama Rusya da, İran da NATO'da değiller. Buna karşı Türkiye ile Rusya ve İran çeşitli konularda, birbirleri ile, Türkiye'nin NATO'nun lider ülkesi Amerika ile anlaştığından daha fazla anlaşıyorlar.
Ama aynı anda Türkiye'nin hem Rusya ve hem de İran'la, Suriye ve Esad rejimi konusunda, çok ciddi görüş ayrılıkları var. Ayrıca Türkiye Amerika'nın Suriye'de PKK/ PYD oluşumuna verdiği desteğe ne kadar öfkelenirse, aynı şekilde Rusya'nın da PKK ile sıcak ilişkiler içinde bulunmasına da o şekilde sempati ile yaklaşmıyor.
Sorunlu bir bölge
Demek ki dış politika böyle karmaşık bir ilişkiler yumağıdır. Ankara'da bir araya gelen ve Astana Sürecini devam ettirdikleri söylenilen Erdoğan, Putin ve Ruhani de, bu karmaşık ilişkiler arasından kendilerine uyacak olanları ön plana çıkartıyorlar.
Bu arada İran'ın şu andaki en büyük sorununun Suriye meselesi değil, Amerika ile adeta ilan edilmemiş bir savaş içinde bulunması olduğunu da herkes biliyor.
İran etkisi
Eğer bir kahin çıksa ve 10 yıl sonra içinde bulunduğumuz bölgenin ne tür bir yapılanma içinde olacağını söyleyebilseydi, herhalde çok şaşırırdık. Çünkü Amerikan işgaline rağmen şu anda Irak, İran'ın etki alanında. Örneğin Basralı bir kişi İran'dan geçmeden dış ülkelere pek gitmiyor. Yani Şiilik, Amerikan emperyalizminden daha güçlü etkilere sahip.
Bunun gibi Suriye'nin geleceğinde Esad var olacaksa, İran etkisi de var olacak demektir. Ve acaba Türkiye Esad ile doğrudan diyaloga girmeden Suriye'nin toprak bütünlüğünü gözetmek konusunda ne kadar aktif olabilecektir? Tabii önümüzdeki dönemde "Kürt realitesi"nin kimleri nasıl etkileyeceği konusu da, öngörülmesi çok zor maddelerden bir tanesidir...
Hoş bir çaba
Şu anda bu tür uzun vadeli öngörülere vakit ayıracak durumda değiliz... Çünkü Suudi petrol üretimine vurulan darbe yüzünden dünya enerji maliyetlerindeki artışa kilitlenmiş durumda... Ve yine de Türkiye, Rusya ve İran liderlerinin bu karmaşık ortam içinde bir araya gelip Suriye merkezli sorunlara ortak çözüm aramaları hoş bir çabadır.