Önceki gün Polonya kenti Wielun'daki törende, 2'nci Dünya Savaşı'nın başlangıcının 80'inci yıldönümünde konuşmalar yapıldı.
Bu konuşmaların en ilgi çekici olanı Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier'in Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda'ya hitaben "Polonya Nazi tiranlığından çektiklerinden ötürü bizi affetmeli" demesiydi. Duda ise yaptığı konuşmada "Nazi Almanya'sının Polonya'ya saldırması bir barbarlık eylemiydi" demişti.
Farklı bir tablo
Evet... Sonuçta 2'inci Dünya Savaşı da tarih sayfaları arasındaki yerini aldı.
Polonya'yı Alman işgalinden kurtaran Rusya (veya Sovyetler Birliği) ise, şimdi Polonya'nın bir çeşit düşmanı.
Polonyalılar ülkelerindeki Sovyet anıtlarını nasıl sökeceklerini araştırıyorlar. Alman işgaline karşı savaşırken hayatlarını kaybeden yüzbinlerce Sovyet vatandaşı, kimsenin umurunda değil. Çünkü Polonya artık Avrupa Birliği üyesi ve Donald Trump'ın favorisi bir ülke.
Dün dündür
Eğer tarihteki gelişmelere dayalı olarak bugünün dostluklarını ve düşmanlıklarını belirlemeye kalkışırsanız, sadece aklınız karışır. Örneğin başta İngiltere ve Fransa olmak üzere Avrupa ülkeleri Nazi Almanya'sı ile Münih'te anlaşır ve Çekoslovakya'yı bölerlerken Polonya olaya seyirci kalmıştı. Ertesi yıl da Moskova ile Berlin Polonya'yı paylaşırlarken, bu defa 2'nci Dünya Savaşı'nın tohumu atılacaktı. Molotof-Ribbentrop anlaşması ile Hitler'e Polonya'yı peşkeş çeken Stalin, bu hatasının bedelini 20 milyon Sovyet insanının ölümü ile ödemedi mi? Almanya Polonya'ya saldırdığı gün bombalanan Wielun'da ise kaç yüz bin Polonyalı sivilin öldüğü tam olarak bilinmiyor.
Ancak Polonya'nın tüm savaş kaybı 6 milyon can olarak belirtiliyor.
Savaşın dışında kalabildik
Bütün bu olayları ve genel olarak 2'nci Dünya Savaşı'nı konuşurken, bizim Türkiye olarak bu savaşın dışında kalabilmemizin ne büyük bir başarı olduğunu unutmamalıyız. Dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ve Başbakan Şükrü Saraçoğlu, özellikle İngiltere tarafından savaşa katılmamız için zorlanırlarken, büyük direnç göstermişlerdir. Bunun gibi Hitler Bulgaristan'ı işgal ettikten sonra Türkiye yerine Sovyetler Birliği'ne saldırmaya karar verdiğinde, Türkiye'yi yönetenlerin nasıl bir nefes aldıklarını bilmemiz gerekiyor.
Yurtta ve cihanda sulh
Çok gergin bir uluslararası ilişkiler ortamı içinde yaşadığımız bu günlerde, barışın ne kadar önemli olduğunu hiç unutmamalıyız.
Sakız çiğner gibi savaştan ve krizlerden konuşan siyasetçilerin, Irak'ı, Suriye'yi, Libya'yı ne hale getirdiklerini görüyoruz. Bizim için en değerli ilke "Yurtta sulh cihanda sulh"tur.