Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kızılcahamam konuşmasında bazı AK Partililere dönük olarak seslendirdiği eleştiriler, hafife alınacak gibi değildi... "Bu davanın adamı olduğunu söyleyenler, bütün kampanya boyunca bu adamlar neredeler ya?" diyor mesela. Ya da "Teşkilat Ahlakı" diye bir kavramı seslendirip şunları söylüyor:
Teşkilat ahlakı
"-'Efendim ben beğenmedim' Ee sen beğenmeyebilirsin. Yani biz herkesin beğeneceği isimleri bulma başarısını ne zaman gösterdik ki bugün göstereceğiz? Böyle bir şey olabilir mi? Burada bir yönetim varsa bu yönetim çalışmalarını, istişarelerini yapar ve bir karar verir. Bu karara da hep birlikte uyarız. Ve bu işte bir teşkilatın ahlakıdır. Ama bu teşkilatın ahlakından mahrum olanlar kendilerini hiçbir zaman anlatamayacaklar."
Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın daha da sert ifadelerle ele aldığı kişi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'dur. Bazı cümleleri hatırlayalım:
Yutmayacağız
"-Mehmedimi şehit edenlerin, siyasi görüntüleriyle işbirliği yapacaksın, güç birliği yapacaksın, bunları yutalım.... Yutmayacağız arkadaşlar bunları söyleyeceğiz. Dağ ile anlaşacaksın, dağ ile el tutacaksın, dağ sana talimat verecek, bunları TV'lerde hep izledik. İşte HDP Ankara, İstanbul, Antalya burada seçime girmeyecek... Ve sen onlarla dayanışma içinde olacaksın, ondan sonra da kalkıp Çubuk'a şehidimin cenazesine gideceksin."
Siyasi istismar için
"-Sen siyasi istismar için oraya gidiyorsun, şehit için değil. Ve çıkıyor bunların bazı hokkabazları, diyorlar ki, hükümetten kimse orada yoktu. Yahu benim genel başkan yardımcılarımdan tut, savunma bakanıma kadar hepsi cenaze merasiminde bulundular."
Aile istemiyor
"-Kalkıyorsun o köyü terörist olarak ilan ediyorsun dolaylı yollardan. Gereken yerlere bilgi verilip yapılması gerekir. Sen bunu da yapmadın, gereken yerler bellidir. Kaldı ki aile zaten gelmenizi istemiyor, bir de o var. Buna rağmen oraya gidiyorsunuz."
Geçmiş olaylar
"- Hiç kimsenin biz şiddete maruz kalmasını tasvip etmeyiz. Bay Kemal, Hacı Bektaş'ta bizim bakanımız Bekir beye senin gözlerinin önünde nasıl saldırıldığını, darp edildiğini biliyoruz. Kalkıp da konuşmanda, bir orada özür veya geçmiş olsun temennisinde bulunmadın. Aynı şekilde Enerji Bakanımız Taner beye, yine CHP'liler tarafından yapılan saldırı... Ve sizin besleme medyanızın nasıl başlıklar attığı bunların hepsi bizim gündemimizde var. Nasıl başlıklar attığını biliyoruz."
Artık Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın üslubunu öğrenmiş olmamız gerekiyor. Bu bakımdan Kızılcahamam konuşması, Çubuk Olayına yeni boyutlar getirecek niteliktedir. AK Parti örgütünün kendisiyle hesaplaşması ise kaçınılmaz olmuştur.