Neredeyse bu yılı da geride bırakmak üzereyiz. Topu topu sekiz gün kaldı yeni yıla girmeye...
Bu tempoda giderek 20'nci yüzyılı da tüketmemiş miydik? Ve yıllar hatta yüzyıllar geçse de, siyasi üsluplarda değişen pek fazla şey yok. Seçilmişlere "Diktatör" demek, seçilmemişlerin ve kronik eziklerin değişmeyen alışkanlıkları arasında.

Suriye'den çekilmek
Ama bu arada sizin seçilmişlerinizin başarıları dış basına konu oluyor. Trump'ın Amerika'yı Suriye'den çekme kararının, Trump ile Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmesi sonrasında alındığını Mısır'daki sağır sultan bile duydu... Erdoğan'ın "Fırat'ın doğusuna harekat başlamak üzere" içerikli açıklaması ertesinde Trump'ın Suriye'den çekilme kararını hemen açıklaması, Erdoğan'ın "Dediği dedik bir lider" olmasının sonucu olarak yorumlanıyor.

Erdoğan'ı biliyor
Amerika'da bizim Hoca'nın fıkraları pek bilinmez. Bu açıdan Cumhurbaşkanı Erdoğan Fırat Kalkanı'nı ve Zeytin Dalı'nı açıkladıktan sonra bu iki operasyonun hemen gerçekleştiğini değerlendiren Trump'ın, Nasrettin Hoca'nın "Dediği dediktir" fıkrasını bilmeden, Erdoğan'ın gelecekteki davranışını değerlendirdiği ve Fırat'ın doğusunu bırakmaya karar vediği bellidir.
Ama biz yine de Hoca'nın "Dediği dediktir" fıkrasını hatırlatalım...

Dediği dediktir
Nasrettin Hoca'yı yolda karşılaştığı bir kişi evine yemeğe davet ederken, lafın gelişi "Hoca birlikte tuz ekmek yeriz" demiş. Hoca bu adamın evindeki yemek masasında gerçekten sadece tuz ve ekmek olduğunu görünce şaşırmış ama bozuntuya vermemiş. Bu sırada sokak kapısının tokmağı vurulmuş. Ev sahibi ile Hoca pencereden eğilip aşağıya bakmışlar.
Aşağıda kapının önünde bir dilenci "Allah rızası için sadaka verin" diye sesleniyormuş... Ev sahibi çok sinirlenmiş, dilenciye "Defol git, gelirsem seni gebertirim" diye bağırmış. Dilenci buna aldırmayıp yine yalvarmayı sürdürünce, Hoca müdahale etmiş.
- Kardeşim aklın varsa hemen uzaklaş, bu adamın dediği dediktir, diye uyarmış dilenciyi.

Bir fıkra daha
Madem bugün pazar... Yazıyı bir başka fıkra ile noktalamam yanlış kaçmayacaktır.
İki yamyam konuşuyorlarmış. Biri diğerine "Kaynanamı hiç sevmiyorum" demiş. İkinci yamyam "Madem kaynananı sevmiyorsun, o zaman kayınpederini ye" diye yol göstermiş.