Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

“Gece mehtabı getirsem yanına/ bir şey yapabildim diyemem hatırana”

Dün bir PKK tuzağında şehit olan sekiz askerimizin acısını yüreğinde hissetmeyen Türkiye insanı var mıdır acaba? PKK'lı hainlerin emellerini sivil siyasete taşıyanlar ne düşünüyorlar şimdi? Ya da bu şehitlerin haberi geldiğinde sevinenler kimlerdir dersiniz?

Şehitlerimiz
Astsubay Ömer Yiğit Ulus (İzmir)/ Uzman Çavuş Süleyman Aydın (Amasya)/ Uzman Çavuş Özgürcan İnce (Ankara)/ Uzman Çavuş Okan Dinçer (Balıkesir)/ Uzman Çavuş Neşet Gök (Eskişehir)/ Uzman Çavuş Uğur Göksu (Samsun)/ Uzman Çavuş Ali Hekim (Antalya)/ Uzman Çavuş Yahya Şen (Kırıkkale)

Gündemin en önemli maddesi
Şehitlerimizi saygı, minnet ve rahmetle anıyorum... Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da söylediği gibi "Şehitlerimizin kanlarını yerde bırakmayacağız. Bu saldırılar bizim düşmana olan hırsımızı ve kinimizi artırıyor." Ve bu olayda şehit olanlar gibi veya 15 Temmuz darbe girişimine karşı bedenlerini siper edip şehit olanlar gibi, bu vatanın insanlarının gündemindeki en önemli konunun, iç ve dış düşmanlara karşı mücadeleyi, gereğinde canlarını ortaya koyarak hiç aksatmadan sürdürmek olduğu görülüyor...

Şehitler için
Şehitlerimizin ailelerinin ve yakınlarının acılarını paylaşmak, onlar için yapacaklarımızın sadece küçük bir parçası... Aslında şehitlere ne yapsak borcumuzu ödeyemeyiz.
Mehmet Akif Ersoy "Çanakkale Şehitleri" için yazdığı dizelerde bunu en iyi anlatmamış mı? Şair önce şehidi tasvir ediyor...

Yaralanmış tertemiz alnı...
"...Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar.../ O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar,/ Yaralanmış tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,/ Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!/ Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!/ Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer." Ve sonra, "Ne yaparsak yapalım, sana borcumuzu ödeyemeyiz" duygusunu şöyle seslendiriyor:

Mehtabı getirsem yanına
"...Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan,/ Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan;/ Sen bu âvîzenin altında, bürünmüş kanına,/ Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,/ Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;/ Gündüzün fecr ile âvîzeni lebriz etsem;/ Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana.../ Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA