24 Haziran seçimlerinin parlayan iki yıldızı var...
Bunlardan birincisi "Türk seçmeni"dir. Diğer parlayan yıldız ise "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan"dır.
Bilinçli seçmen
Özgürlükçü ve çoğulcu demokrasinin sağlığının göstergesi olan yüksek oranlı katılım, bilinçli Türk seçmenleri sayesinde ülkenin yarınına ışık tutmuştur.
Dünyanın demokratik ülkeleri arasında rekor düzeyde olan seçime katılım, yeni ve karmaşık sisteme rağmen sandıktan en sağlıklı sonucu çıkartmıştır.
Aynaya baksınlar
Düşünün ki Amerika Birleşik Devletleri'nde seçime katılım oranı bir türlü yüzde 50'yi geçemiyor. Ve oyların çoğunu alamasa da, Donald Trump benzeri bir kişilik ikinci seçmen oyları ile Başkan seçiliyor. Yani ABD Senatosu'nun falan Türkiye demokrasisi hakkında yargı vermeleri ve buna bağlı olarak Türkiye'ye silah satışını engellemeleri sadece gülünçtür.
Tek seçmenden iki farklı oy
Bu defa bilinçli Türk seçmeni önüne getirilen iki oy pusulasına farklı açıdan bakarak, rüştünü yine ispat etmiştir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yüzde 50'nin üzerinde oy veren seçmenlerin aynı desteği AK Parti'ye vermemeleri çok ilgi çekici ve bu parti açısından uyarıcıdır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan aynı zamanda AK Parti Genel Başkanı da olduğu için, seçmenden gelen bu uyarıyı herhalde hemen değerlendirmeye başlamıştır.
Erdoğan olayı
24 Haziran seçimlerinin diğer yıldızı olan Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, dünya çapında bir siyasi başarının sahibidir.
16 yıldır girdiği her seçimi kazanan ve her referandumdan başarılı sonuçlarla çıkan Erdoğan, bu kez kendisine verilen seçmen desteğini daha da artırmayı başarmıştır. Şu anda dünyada bu tür siyasi başarıya imza atan Putin'den sonra artık Erdoğan'ın adı da aynı şekilde anılacaktır.
Ve Devlet Bahçeli
Bu arada Devlet Bahçeli lideri olduğu MHP'yi "Muhalefetteki iktidar partisi" konumuna getirerek, büyük bir siyasi başarıya imza atmıştır. Bahçeli'den ders alacak siyasetçiler, muhalefette olmanın her şeye hayır demek anlamına gelmediğini öğreneceklerdir.
Hep ezikler
Erdoğan'ın şansı, karşısındaki en önemli rakip olan Muharrem İnce'nin hem yetersiz siyasi kişiliği, hem de İnce'nin her seçimden ezik çıkan CHP'nin adayı olmasıdır. Bundan sonra Muharrem İnce herhalde dikkatini Kemal Kılıçdaroğlu'na çevirecektir. Ancak İnce'nin Donald Trump'ınkilere benzeyen davranışlarının, sonuçlar belli olduktan sonra da devam etmesi, düşündürücüdür.
Özellikle basınla kavga etmesi ve TRT takıntısı onun yanlış yolda olduğunu düşündürmektedir.