ABD Dışişleri Bakanı Tillerson'la Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ve Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun yapacakları görüşmelerden ne çıkacağını kestirmek kolay değil... Gaziantep'te "Adamın ağzını büzmesinden Ömer diyeceği belliydi" diye bir özdeyiş vardır. Bu özdeyişi Amerikalı yetkililerin daha önce ağızlarını nasıl büzdüklerine bakarak ve mesela Savunma Bakanı Mattis'in söyledikleri ile değerlendirirsek, Tillerson da muhtemelen "Ömer" diyecektir.
Biz ne diyoruz?
Bizim ABD'lilere ne dediğimiz ortada... Bunu Başbakan Yardımcısı Bozdağ da şöyle özetledi:
"PYD/YPG terör örgütüdür ve PKK tarafından kurulmuştur, yönetilmektedir ve Türkiye'ye karşı da PKK onlarla beraber bugün terör eylemleri yapmaktadır.
ABD kabul etse de etmese de gerçek budur."
"- Şu çok net, bir defa PYD/ YPG ve bölgede bir terör koridoru oluşturulması, terör devleti yapılandırılması ve buna gidecek bütün süreçler konusunda Türkiye kapalıdır. Bu konularda istedikleri kadar konuşsunlar, bizim bir milim geri gitmemiz mümkün değildir."
ABD'liler ne diyor?
Peki ağızlarını sürekli büzen ABD'liler bize ne diyorlar?
Savunma Bakanı Nurettin Canikli dün Brüksel'de ABD Savunma Bakanı James Mattis'le yaptığı görüşmede "ABD'den, YPG'ye olan desteğini bitirmesini ve müttefik gibi davranmasını istedik" demiş... Peki buna karşı Mattis ne teklif etmiş? Canikli bunu şöyle anlatıyor:
"- YPG ve PKK arasındaki organik bağı gösteren tüm bilgi ve belgeleri kendileri ile tekrardan paylaştık. Sayın Mattis, bilgi ve belgeleri paylaştıktan sonra, bu örgütü PKK'dan ayırabileceklerini hatta PKK'ya karşı savaştırabileceklerini söyledi.
Alışmışlar
"- Biz de bunun mümkün olmadığını hiçbir zaman PYG ve PYD'nin PKK'dan ayrılmasının mümkün olmadığını hele PKK'ya karşı mücadele ettirilmelerinin mümkün olmadığını söyledik.
Çünkü bu örgüt, kendisi zaten aynı yerden yönetiliyor. Aynı amaç için terörist faaliyetlerine devam ediyorlar.
Bu Amerikalılar galiba darbeleri tezgâhlayıp ülkelerin halkları ile ordularını karşı karşıya getirebildiklerine bakarak, PKK ile PYD'yi de karşı karşıya getirebileceklerini sanıyorlar. Bakalım Tillerson bizimkilere neler önerecek?