Zaman öylesine hızlı akıp geçiyor ki, geçen haftaya uzak tarih diye baktığımız günleri yaşıyoruz... Her doğan gün, dönüm noktası niteliğindeki olaylarla dolu. İnsan belleğinin bunları tam hazmetmeden ertesi gün oluşacak yeni gelişmelerle karşı karşıya kalması akılları zorluyor...
Gezi platformu
Unuttuğumuz bir önemli olayı hatırlatayım mı? Gezi Kalkışması ertesinde 5 Haziran 2013'te, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Taksim Gezi Parkı Dayanışma Platformu" olarak bilinen kalkışmanın temsilcilerini kabul etmişti. Bu gelişmeler sırasında o zaman Başbakan olan Tayyip Erdoğan Kuzey Afrika seyahatindeydi. Arınç'a sunulan bir metin, Gezicilerin hükümetten istediklerinin listesini içeriyordu.
İstemezükçüler
Bu listedeki bazı maddeleri hatırlıyor musunuz?
* Atatürk Kültür Merkezi'nin yıkılmasına ilişkin girişimler durdurulmalıdır.
* 3'üncü Köprü, 3'üncü Havaalanı, Kanal İstanbul gibi projeler, ekolojik değerleri tahrip edecekleri için durdurulmalıdır.
Aradan geçen beş yılda 3'üncü Köprü yapıldı. Atatürk Kültür Merkezi yıkıldı. Yerine yeni bir Merkez yapılıyor. 3'üncü Havaalanı inşaatı hızla ilerliyor. Bu arada Körfez de bir köprü ile geçiliyor artık...
Köprüyü o açamadı
Sözünü ettiğimiz gelişmeler 2013'teydi... 1960'ların ve 70'lerin polemiklerini hatırlar mısınız? O dönemin Başbakanı Demirel Boğaz'a köprü yapılacağını söylediğinde, muhalefetteki CHP'nin sözcüleri "Önce Zap köprüsünü yap" diyerek karşı çıkarlardı. Sonuçta bu köprü yapıldı ama 1973'ün 29 Ekimindeki açılışı Demirel yapamadı. Çünkü 12 Mart 1971 darbesi ile devrilmişti. Ya da "Döviz gider" gerekçesiyle renkli televizyonun 1980'lere kadar gelemediğini hatırlar mısınız?
Hep aynı şarkı
Dün Fatih Altaylı Hürriyet'in bir haberine takılmıştı. Altaylı'ya göre bu haberde yeni açılan Avrasya geçişine dönük bir negatif algı yaratma çabası var gibiydi. Çünkü bu haber köprülerden ve geçişlerden beklenen hasılat sağlanamadığı için garantiler ve kamu kaynaklarından ödenen paraları hatırlatmaktaydı.
Ömrümüz böyle geçiyor. Eğer AK Parti iktidarı ve Tayyip Erdoğan'ın kararlılığı olmasaydı, yeni yatırımları değil 2000'lerin başındaki kararsızlıkları yaşayacaktık. Boğaz'ın altından karşıya geçilebileceğini de herhalde rüyamızda bile görmeyecektik.