Dış politikada da iç politikadakilere taş çıkartacak nitelikte, ölçüsü kaçmış ve söylenmese daha doğru olacak söylemler var...
Mesela CHP Genel Başkanı Bay Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen "Eşitlik ve Adalet Kadın Buluşması"nda "Daha belgeyi görmeden sahte ilan ettiler. Bir görün kardeşim. Yahu ben eski maliyeciyim, eski hesap uzmanıyım, mal nasıl götürülür senden çok daha iyi bilirim" demiş.
Eski bir bürokrat olarak malı götürmek konusunda uzman olmak doğal bir şey olmalı ki, bir eski bürokrat böyle konuşuyor... Ayrıca bazı eski bürokratların, kamu kurumlarını yönetirken vatandaşa hizmet götürmek yerine sadece gevezelik yaptık- larını, Sosyal Sigortalar'ın Bay Kemal yönetimindeki halinden biliriz.
Erdoğan'ın açıklaması
Neyse... Gelelim dış politikadaki benzer içi boş ve maksadını aşmış söylemlere. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İsrail'i "Kudüs" konusunda uyaran açıklamasına, İsrail'den öyle tepkiler geldi ki bunları tahlil etmek kaçınılmaz bir görevdir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD'nin, Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıyacağı iddiası ile ilgili olarak yaptığı açıklamada, "İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanı olarak, bu konunun sonuna kadar takipçisiyiz. Eğer böyle bir adım atılacak olursa; hemen, beş on gün içinde İslam İşbirliği Teşkilatı Liderler Zirvesi'ni İstanbul'da toplayacağız. Kaldı ki bu, bizim diplomatik ilişkilerimizi İsrail ile koparmaya kadar gidebilir" demişti.
Hayal mi görüyorlar?
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu açıklamasına İsrail'den gelen tepkilerde şu ifadeler var:
Emanuel Nahson (Dışişleri Bakanı)- "Erdoğan tanısın ya da tanımasın, Kudüs Yahudilerin 3 bin yıllık, İsrail'in de 70 yıllık başkentidir."
Naftali Benett (Milli Eğitim Bakanı)- "Birleşik bir Kudüs'e sahip olmak Erdoğan'ın sevgisine sahip olmaktan daha iyi."
Yisrael Katz (İstihbarat Bakanı)- "Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın talimat ve tehditlerini kabul etmiyoruz. İsrail egemen bir devlettir ve Kudüs başkentidir. Sultanlık ve Osmanlı İmparatorluğu'nun günleri bitmiştir."
Gerçeği anlamak istemiyorlar
İsrail'i yönetenlerin anlamadıkları şey, Filistinlileri ve Arapları yok saydıkları sürece bu bölgede barış içinde yaşamalarının imkânsız olduğu gerçeğidir. Bu coğrafyada ne kutsal kitapların söylemlerinin ne de sona ermiş imparatorlukların öykülerinin rehberliğinde, bir yere varılabilir. Nitekim AB'den yapılan açıklamada da "AB, Kudüs'ün statüsünde değişikliğe neden olacak herhangi bir karar ya da bireysel eylemin ciddi sonuçları olacağını düşünüyor. Böyle bir karar, dünya çapındaki kamuoyunda yankı uyandırabilir" denildi.