Hamasi konuşmalarda en fazla "Engin Tarihimiz"e göndermeler yapılır. Gerek iç gerekse dış düşmanlara bu engin tarihte kazanılan zaferler hatırlatılır ve onlar bugüne dönük olarak uyarılır. Tarihi geçmişe sahip olmak tabii ki güzel bir şeydir. Ama günümüzde bu "Engin Tarih"e dayalı övünmeler eski anlamlarını yitirdi. Tarihle övünmeyi alışkanlık haline getirenler tarihten ders almayı da ihmal ettiklerinden, sonuç onlar için zaman zaman dramatik de oluyor.
İsrail gerçeği
İçinde bulunduğumuz Ortadoğu coğrafyasının en yeni ve adeta tarihi olmayan devleti İsrail değil midir? Ama şu anda tüm bu coğrafyayı parmağında oynatan, kendisi ile kan düşmanı olan Arap devletlerini birbirlerine düşüren ve ABD'nin süper gücünü kendi çıkarları doğrultusunda sonuna kadar kullanan ülke İsrail'dir. İsrail son olarak Şii-Sünni gerginliğini kullanarak İran'a karşı Suudi Arabistan'la da bir nevi müttefik olmak yoluna girmiştir.
Bahtsız Araplar
Arap dünyasının Filistinli kardeşlerinin yaşadığı trajediyi ne kadar çabuk unuttukları ve birbirlerinin kuyularını kazmaktan nasıl perişan hale düştükleri, film senaryolarına bile konu olmuştur. Örneğin gırtlaklarına kadar petrol kaynaklı servetlere gömülmüş olan Körfez ülkelerinin işi gücü bırakıp Katar'ın hayatına kastetmeleri, kabul edilebilir bir durum mudur? Ya da "Ilımlı İslam" diyerek yola çıkan Suudi veliahdının, sonunda kendisine rakip olabilecek prensleri tutuklarken, bu arada Lübnan Başbakanı Hariri'yi de zorla alıkoyması, hangi akla ve mantığa sığar ki?
En eski parti CHP'dir
Yani bu "Engin tarih"e dayalı iddialı söylemler İsrail akla gelince bir anda anlamlarını yitiriyorlar. İşin ilginç yanı, geçmişle övünmek meselesi, iç siyasette de fazla anlam taşımamakta... Mesela Türkiye'nin en engin tarihe sahip partisi CHP'nin her kurulan en yeni parti karşısında seçim kaybetmesi, dikkate alınması gereken bir gerçek değil midir? Demokrat Parti, Adalet Partisi, Anavatan Partisi ve son olarak AK Parti, bu konudaki örneklerdir.
KISSADAN HİSSE- Şanlı tarihe ve engin geçmişe değil kendine güvenmek daha doğrudur. Bu güven duygusu akılla ve gerçekçilikle desteklendiği takdirde, başarı kaçınılmaz olur.