Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'ndaki konuşmasını bir dünya vatandaşı olarak dinlerken, kendi kendime "Bu adam kendini ve ülkesini ne sanıyor" diye düşündüm. Bu bir nefret ve bir öfke konuşmasıydı. Kuzey Kore liderinden "Roket adam" diye söz ediyor, İran'ı, Küba'yı, Venezüella'yı hedef alan sert ve tehditkâr sözler söylüyordu. BM sanki bir barış forumu değil de, Amerika'nın dünyanın patronu olduğu ilan edilen bir forumdu. Ve sanki Trump'ın kafası kızarsa, kafasına taktığı ülkeleri yerle bir edebilirdi.

Tepkiler
Trump'ın konuşmasına tabii ki hemen tepkiler geldi. Mesela Venezüella Dışişleri Bakanı Arreaza "Bu Trump kendi hükümetini doğru dürüst yönetemezken, dünya devletlerini tehdit etmesini anlamak kolay değil" dedi.

Erdoğan'ın konuşması
Bizim Cumhurbaşkanımız Erdoğan konuşurken ise, Trump'ın da örnek alması gereken bir düzey vardı ortada... Sorunların kriz düzeyine gelmeden çözüme kavuşturulmaları gerektiğini söylüyor ve Türkiye'nin 3 milyonu aşkın Suriyeli ve Iraklı sığınmacı için 30 milyar dolar harcadığını hatırlatırken, bu konuda Türkiye'ye verilen sözlerin tutulmadığını vurguluyordu.

Macron ve İran
Trump'dan sonra konuşan hiçbir lider onun üslubu ile düşüncelerini açıklamadı. Mesela Fransa'nın Devlet Başkanı Macron, Obama döneminde İran'la varılan uzlaşmanın Trump tarafından bozulmasının yanlış olduğunu söyledi. Onun gibi konuşan her lider barışın ve uzlaşmanın önemini vurguladı. Bu arada Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BM Güvenlik Konseyi'nin yeniden yapılandırılması gerektiğini vurgulayan söylemi bazı konuşmacılar tarafından da tekrarlandı.

Zor günler
Yine bir dünya vatandaşı olarak söyleyeyim ki, zor günlerden geçeceğimiz kesin. Özellikle Ortadoğu'da kimin elinin kimin cebinde olduğunu anlamak mümkün değil. Neticede neredeyse kanka olduğumuz Barzani yönetimi ile şimdi karşı karşıyayız ve bazılarına göre güney sınırımızda ve Irak toprakları içinde yeni bir İsrail'in kurulması gündemde... Kısacası, adımlarımızı ölçerek atmamız gereken bir dönem var önümüzde. PYD'nin Suriye'de federatif devlet yapılanmasına dönük projesi bir aşamaya gelirse, Suriye'nin bütünlüğü için Esad'ı desteklemek de gerekebilir.