Depremleri yaşayanlar bilir... Sarsıntı başlayınca hiç bitmeyecekmiş sanırsınız. Oysa o süre saniyelerle ölçülecek kadar uzundur. Önceki gece Gökova'nın kilometrelerce derinliğinde meydana gelen ve Bodrum'u da vuran deprem sadece 16 saniye sürmüş. Ama o saniyeler sanki saatler kadar uzundu.
İnsanlar da toplumlar da zamanı böyle farklı ölçülerde algılarlar. Hiç bitmeyecekmiş gibi uzayan kriz dönemleri bittiğinde, ne kadar kısa sürdüklerini görür ve şaşırırsınız. Buna karşı, çağ dönümlerini de içeren zamanlar, bir anda gelip geçerler.

15 yıl çabucak geçti
Düşünün ki AK Parti tam 15 yıldır iktidarda ve Tayyip Erdoğan önce Başbakan sonra da Cumhurbaşkanı olarak ülkenin siyasi kaderinin adeta tek belirleyicisi. Bu 15 yılın nasıl çabuk geçtiğini düşünürken bir de bu 15 yılda yaşadıklarımızı hatırlarsanız, yüzyıla sığacak krizleri ve değişimi sıkıştırılmış bir zaman diliminde geçirdiğimizi görürsünüz.

Atılımlar kanıksandı
Nasıl deprem sonrasında oluşan yeni durumları ve doğan hasarı saptamak için durum değerlendirmesi yapılıyorsa, yaşanan krizli yılların etkilerini anlamak için de siyaseten bir durum değerlendirmesi yapmak herhalde gereklidir.
AK Parti iktidar olduğunda çocuk yaşta bulunan milyonlar için, AK Parti'nin her alanda yaptığı reformlar ve alt-üstyapı yatırımları hayatın doğal parçaları olarak algılanmaktadır. Yani hızlı tren veya Boğaz'ın deniz altından da geçilmesi ya da çift yollar, sağlık hizmetleri falan sanki oldum olası vardılar.

Yeni bir gündem
Buna karşı özellikle devletteki ve Silahlı Kuvvetler'deki FETÖ yapılanması, Almanya gibi müttefiklerin teröristlere ve darbecilere kucak açmaları, PKK yetmezmiş gibi bir de PYD'nin türemesi ve ABD tarafından silahlandırılması yeni olgulardır. Bu arada "Artık Türkiye'de darbeler dönemi sona erdi" denilirken 15 Temmuz'un yaşanması da, toplumda şok etkisi yaratmıştır.

Seçmenin beklentileri
Yani Türkiye'nin gündeminde artık hükümet icraatı ve yatırımlar değil, iç ve dış siyasetteki gelişmeler daha ağırlıklıdır. Demokrasinin ve hukuk devletinin restorasyonu, bundan sonra seçmenin ana beklentilerini oluşturacaktır. Bu arada özellikle dış politikada adeta izolasyona itilmemizi amaçlayan ülkelerin çabalarının boşa çıkartılması da, seçmenin oylarının yönünü belirleyecektir.
Kısacası gündem değişmiştir.