İnanılacak gibi değil... Avrupa Birliği İtalya'ya sığınmacı akışına engel olmak için, Libya'ya şişme bot ve deniz motoru ihracatını durdurma kararı almış. AB'nin icra organı olan Konsey, Akdeniz'den İtalya'ya yönelik sığınmacı akışını engellemek için Libya'ya yönelik yaptırım kararı alındığını açıklamış.
İtalya'da mülteci merkezlerindeki toplam sayı 200 binden fazlaymış. Birleşmiş Milletler verilerine göre, sadece 2017'nin ilk yarısında 80 binin üzerinde mülteci deniz yoluyla İtalya'ya ulaşırken aynı dönemde yaklaşık 2 bin kişi açık sularda hayatını kaybetmiş.
Büyük ayıp
İşte "Emperyalizm" denilen olgunun ulaştığı son noktanın özeti böyle... Yüzyıllarca sömürdükleri, 10 yaşından 40 yaşına kadar olan nüfusun esir tüccarlarının mülkiyetine geçtiği, bağımsızlık isteyenlerin ceza sömürgelerinde işkencelere konu edildikleri kıtanın adı Afrika'dır. Son olarak Libya'nın da bütünlüğüne göz diktiler ve şimdi Libya da bir iç savaşın kaosunda çırpınıyor.
Biz ne yapsaydık?
Ve canlarını kurtarmak için Avrupa'ya sığınmak isteyen çaresizlerin yolunu kesmek amacıyla Avrupalılar şişme bot satışını yasaklayarak kendilerince soruna çözüm yolunu üretmişler. Acaba Türkiye ile Suriye ve Irak'ın arasında deniz olsaydı biz de bu ülkelere şişme bot satışını yasaklayarak milyonlarca çaresiz insanın Türkiye'ye sığınmasını önleyebilir miydik?
Avrupa'nın vicdanı
Hatırlar mısınız bilmem... Demirperde çökmeden önce AB'nin karşısında komünist ortak pazar yani COMECON vardı. O dönemde bir gün, Çekoslovakya hükümeti "Deniz Ticaret Bakanlığı" kurmaya karar vermiş. Ama Moskova'daki COMECON İcra Komitesi Sekreteri "Çekoslovakya'da deniz yok, bu nedenle Deniz Ticaret Bakanlığı kuramazsınız" diyerek Prag'ın bu kararını veto etmiş. Çekoslovakya Dışişleri de bu vetoya karşı "Ama Sovyetler Birliği'nde Adalet Bakanlığı, Bulgaristan'da da Kültür Bakanlığı var" cevabını vermiş.
AB'nin sığınmacıları önlemek için Afrika'ya şişme bot satışını yasaklaması o dönemde olsaydı Çekoslovakya herhalde "Avrupa'da da vicdan var" cümlesini eklerdi itirazına. Evet... Rönesans'ın, Reformasyon'un, Fransız İhtilali'nin, sosyal demokrasinin, hümanizmin kaynağı Avrupa şimdi tüm bu akımları şişme bot satışı yasağında özetledi. Başka ne diyebiliriz ki?