Ne yazık ki tamamen bizim dışımızdaki etkenlerle oluşturulan dış politikanın krizli konuları, sonunda bizim iç politikamızı da derinine etkiliyor. Günümüzde bu durumların ana sorumlusu kesinlikle Amerika Birleşik Devletleri'dir.
Tutarsız ülke
Amerika ne yazık ki bir süredir bir dediği bir dediğini tutmayan, güvenilmez bir ülke görünümü vermektedir. Mesela eski Başkan Obama dönemi ile yeni Başkan Trump dönemi, izlenen politikalar ve alınan kararlar değerlendirildiğinde sanki iki farklı devletmiş gibi bir görüntü vermektedir. Obama'nın İran'la diyaloğa girmeyi başlatan politikasına karşı Trump adeta İran'la savaş halindeymiş gibi açıklamalar yapmaktadır. Obama öncülüğünde imzalanan ve çevre korumayı amaçlayan anlaşmayı Trump boykot etmiştir.
Hep aynı yanılgı
Bütün bunların yanında başkanlar kuşağından kuşağına geçen hatalar da, Trump döneminde sürdürülüyor. Bu hataların başında Amerika'nın işine geldiği zamanlarda bazı devletlere ve yöneticilere gaz verip onları saldırgan hale dönüştürmesi gelir. Sonra bu devletler ve yöneticiler sanki eski müttefikler değilmiş gibi cezalandırılırlar. Örneğin Irak diktatörü Saddam, Humeyni İran'ına karşı savaşın diye, Amerika tarafından ölçüsüzce desteklenmiştir. İran-Irak savaşında sivil İran yolcu uçağı bile düşürülmüştür.
Saddam'ın sonu
Amerikan desteği ile palazlanan Saddam, nasıl olsa bu destek devam eder düşüncesi ile İran'la savaştan sonra Kuveyt'e saldırmıştı. Bu olay da hem Saddam'ın hem de Irak'ın, bütünlüğünün ve istikrarının sonunu getirmiştir. Şimdi de "Acaba Amerika Suudi rejimini aşırı pompaladığı için mi Katar krizi patlak verdi" sorusu zihinlerde vardır.
Bize de yansıyor
Kısacası zaten sayısız tutarsızlıkları içeren Amerikan dış politikası Trump'ın farklı kişiliği ile iyice öngörülemez olmuştur. Mısır'daki Sisi darbesinden Filistin'deki İsrail zulmüne, Irak'taki kargaşadan Suriye'deki kaosa ve şimdi de Katar'a kadar uzanan her gelişmenin, Türk iç politikasında da derin yansımaları vardır. Ve Amerika'nın kırılmalarla dolu öngörülemez politikası doğal olarak bizi de kararsızlıklara sürüklemektedir. Son örnek Körfez ülkeleri ile kurulan dostluk ve Katar'a verilen destek arasındaki çelişki değil midir?